Monday 24 August 2009

Courage to Love

12 milyon insanın yasadigi bu sehirde kendimizi zaman zaman yalniz ve bize uygun biri yokmus gibi hissetmemiz gercekten ilginc. En donanimli ve herseye hazirlikli olanlarimizin bile bazen bir sise ya da telesekreter ile “yardim” cagrisi gonderebilecek duruma gelmesi de ayri bir ironi. CJ ile yaklasik 48 saattir hicbir iletisime gecmedik. Ondan hoslandigimi kelimelere doktugum andan itibaren ortadan kaybolmasi “takil ama asla duygularini karsindakine yansitma” soylemini bir kez daha kanitlayan bir gercek mi? Birinin bizden hoslandigini dile getirmek icin dayanamayip gecenin bir yarisi kapimizda belirmesi fikri son derece etkileyici gelirken, biz bu tur bir adim attigimizda neden umutsuz ve kontrolden cikmis potansiyel sevgili konumuna dusuyoruz?

CJ’in benimle ilgili “gercekten” ne hissettigini ya da dusundugunu O bana bunlari yansitmadigi surece tabiki bilemem. Sadece davranislarindan bazi yorumlar cikarabilirim, ve su ana kadarki sessizligin olumlu bir duyguyu simgeledigini dusunmuyorum. Birinden “gercekten” hoslanip ona duygularini acmaktan cekinerek ortadan kaybolma durumu sadece Hollywood filmlerine ozgu bir mit mi yoksa gercek hayatta kayiplara karisan adamlarin cogunda bu tur bir “aslinda hoslaniyorum ama bu beni korkutuyor” tribi mi var? Benim de kayip hayaletim CJ’di. O’nun yoklugunda hayatimda cozmem gereken baska buyuk sorunlarin oldugunu farkederek yeni bir sayfa actigim gun sanirim kendimi O’nun buyusunden kurtarmaya basladigim gun olacak. Peki bu buyunun bozulmasi gerekiyor mu?


Selin dergisinin son sayisi icin gittigi Mayorka’dan doner donmez solugu W Spice Market'da almistik. CJ ile ilgili olanlar konusunda benim bir adim geride durmami, ve CJ’in kendisini bana acmasini beklememi soylerken aslinda beni haketme zevkini karsimdakine tattirmadan gereginden fazla acik davrandigimi vurguluyordu. Aslinda iki kisi arasinda yasanan ve “iliski” dedigimiz yogunlugun ne kadar “intimate” olursa olsun her zaman icin gardini koruman gereken bir strateji oyunu mu oldugunu dusunmeden kendimi alamiyorum. Birinden hoslandiginizi soyledikten sonra sessiz gecen 48 saat icinde siz kendi kendinizi yiyip bitirirken O’nun kendi hayatina devam ediyor olmasi, aslinda olmasi gereken mi? Yoksa bazilarimiz kendilerine bu sekilde yaklasan insanlarla cevrili olup bunun tadini mi cikariyor? Tipki CJ’in bana bahsettigi “etkisinden kurtulamadigi one-night stand” icin hissettigini soyledigi duygulara o adamin yanit vermemesi ve CJ'in de bunu ona soylememis olmasi gibi..birinden hoslansak bile bunu ona asla soylemeyip cool davranak 1-0 one mi gecmis oluyoruz? Yasam dedigimiz olgu zaten iliskiler disinda da gereginden fazla komplike degil mi? O’ndan hoslandigim ve bunu O’na soyledigim icin su an cezalandiriliyorum gibi hissediyorum.

Asli’nin yeni isini kutlamak icin hepimizin biraraya geldigi aksam Berk’le sigara icmek icin terasa ciktigimizda onun da bir hikayesi oldugunu biliyordum. “Kafasi karisik bir yakisikliyi dinleyecek sabrin var mi?” dediginde konusmak icin her zaman neden beni sectigini bir kez daha anladim. Kendi iliskilerimde karsilastigim sorunlari cozmekte kendimi bile sasirtan bir beceriksizlik sergilerken, sevdigim insanlarin yasamlarinda kendilerini iyi hissedecekleri yonde etkili olabiliyordum. Konu tahmin ettigim gibi Dolce’ydi. Berk ona karsi olan duygulari konusunda daha net davranmanin zamani geldigini ve bunu Dolce ile konusacagini soylediginde, duygularini daha cok yeni hoslandigi kisiye acmis ve karsiliginda koca bir sessizlikle odullendirilmis bir adam olarak bir sure sessiz kaldim :) Aralarinda bir cekim oldugunu ikimiz de biliyorduk. Dolce de iliskiler konusunda cok fazla derinlik aramayan disi bir Berk gibiydi, ama onun sinirlarinin bittigi yerde Berk’in o kesfedilmemis dunyasi basliyordu. Bazen Berk’in bu duygusal yanini kesfedecek ve onda bunu paylasma duygusunu uyandiracak ilk kadinin cennetin altin anahtarini bulmus gibi hissedecegini dusunuyorum. Buna en yakin aday da Dolce! Yaz basinda bir mekan acilisinda karsilastigimizda bana ozellikle Berk’i sormasindan ozel bir anlam cikarmamistim. Hatta bu detayi Berk’e anlattigimi da sanmiyorum, cunku o donem 3 kizi idare ettigi bir donemdi. Gecen hafta Dolce’yi Nisantasi’nda gordugumde yaninda erkek arkadasi oldugunu dusundugum bir cocuk vardi. Berk’in de hic bos kalmadigini dusunursek bu durumu cok yadirgadigimi soyleyemem. Hoslandiginiz kisilerin arkadaslarini yakin markaja aldiginiz su goturmez bir gercektir. Facebook listeleri incelenir, kim kiminle baglantili, kim kimin resmini tag etmis, “e ben bu kizin zaten bu cocukla tanistigini biliyordum” ya da “bu cocuk da hosmus, Mert’in listesinde ne isi var acaba” gibi polemikler modern cagin “sosyal” platformlarinda ardi arkasi gelmeyen bir baglanti zincirine donusturulur. Dolce'nin de yanindaki cocugu birakarak yaklasik 10 dakika ayakustu beni muhabbete tutmasinin ardinda Berk ile ilgili bir neden oldugundan cok emindim. Konu bana freelance bir is ayarlamaya calistigindan Berk’in yeni bir health club konsepti ile ugrastigina geldiginde aslinda bu kizin da Berk ile ilgili bir duygu boslugu yasadigi cok netti. Bodrum’da karsilastiklarini ama cok konusamadiklarini soylediginde Berk’le bu konuyu Istanbul donusunde bir sarap masasinda uzun uzun tartistigimizi soylesem sanirim kiz soka girerdi.

Neden oynuyoruz? Neden acikca “ben senden hoslaniyorum ve seninle daha cok zaman gecirmek istiyorum” diyemiyoruz? Bunu dersek karsi tarafla geri donusu olmayacak bir anlasma mi imzalamis oldugumuzu saniyoruz? Daha da onemlisi yakinlasmamiz icin aramiza bir mesafe mi koymamiz gerek?







4 comments:

  1. ...“iliski” dedigimiz yogunlugun ne kadar “intimate” olursa olsun her zaman icin gardini koruman gereken bir strateji oyunu mu oldugunu dusunmeden kendimi alamiyorum..ben de kendimi seni okumaktan alamiyorum Allen..seni tanimak cok isterdim..

    ReplyDelete
  2. You might've been hurt, babe
    That ain't no lie
    You've seen them all come and go
    I remember you told, me
    That it made you believe in
    No man, no cry
    Maybe that's why

    Every little thing I do
    Never seems enough for you
    You don't wanna lose it again
    But I'm not like them
    Baby, when you finally
    Get to love somebody
    Guess what, it's gonna be me

    ReplyDelete
  3. Son 2 post'a baktigimda sanki bir sona dogru gidiyor gibi? Umarim blog'u kapatmayi dusunmuyorsun

    ReplyDelete
  4. Dido..here with me..bir yaziya bir sarki bu kadar mi uyar..speechless once again!

    ReplyDelete