Tuesday 28 July 2009

Amazing

Yeni bir proje icin uzun zamandir islerini takip ettigim butik bir ajansla sonunda toplanti ayarlamistim. Yaklasik 3 haftadir ajans baskani ile bir turlu ajandalarimizi senkronize edememistik. Nisantasi'nda yasadigim donemde ayni yerde yogaya gidiyorduk ve muhabbetimiz iyidi. O zamanlar bir ajans sahibi degildi tabiki. Kendi basina PR danismanligi veriyordu, ama sahip oldugu network sayesinde buyuk markalarla calisiyordu. Maddi anlamda hicbir endisesi olmayan birinin bu denli is hayatinin icerisinde mucadele vermesini gercekten takdir ediyorum. Tanidigim benzer profiller yazlarini Turkbuku'nde, kislarini İsvicre kayak merkezlerinden sehre dondukleri aralarda oyalanmak icin kurduklari sirketlerin Armani Casa imzali tik masalarinin basinda gecirirken, Pelin bu kriz donemine karsin sektorde kendine iyi bir yer edinmis butik bir ajans kurmustu. BlackBerry'imi masanin ustunde unuttugumu farkettigimde Nisantasi'ni coktan gecmistim. Telefonsuz bir hayat benim icin basli basina bir soru isareti iken kisaca BB dedigim bu aletlerin hayatimin kontrolunu ne zaman ele gecirdigini dusunmeye calisiyorum. Apar topar arabayi geri dondurup ofise geldigimde islerimin takibinden havaalaninda sunumlari incelemeye, arabada blogumu guncellemeden aksamki konser icin organizasyon yapmaya kadar daha sayamadigim bircok isi bu kucuk ekrandan yonettigimi farkettim.

Hava cok sicakti ve Beyoğlu tam anlamiyla yaniyordu. Gec kalmamak adina Arnavut kaldirimlarini yeni ayakkabilarimla hizlica arsinladigim bir anda arkamdan bir ses duydum: "Kimden kaciyorsun?" Sadece guzel bir gece gecirdiginiz ama sonrasinda bir daha gormediginiz bir fuckbuddy'niz eminim olmustur. Olmamissa da bunun hayatinizda bir eksik oldugunu savunmuyorum :) Sesinden tanimamis olsam da yuzunu gordugum an tabiki kim oldugunu hatirladim. Onunla ilgili aklimda kalan en son kare Cihangir'de bogaza bakan loftunun asma katinda yerde sirt ustu yatarken gunes isiginin yuzune vurusu ve o meleksi ifadesiydi. Yanindan kalkerken yanagina bir opucuk kondurdugumda beni kendine cekip gitmemem icin nedenler saymasi ve saten pikenin altinda aslinda en buyuk (!) nedeni sakliyor olmasi da sanirim daha baska bir hikayenin konusu olabilir :) "Seni cok aradim, ama sanirim yine yurtdisindaydin" diye lafa girdi. Aslinda o gece sonrasinda onunla neden gorusmedigimi ben de animsamiyordum. Cok hos biriydi. Kendine ait bir isi vardi. Benzer background'lardan geliyorduk. Ama onda bizi bir iliskiye goturecek cesareti gorememistim. O an, sadece "takilarak" baslayan iletisimlerin bir "iliskiye" donusebilecegi gercegini gozardi ederek hep o "muhtesem" baslangici aradigimi farkettim. Arka planda Puccini calarken bizi kapimizin onunde operek "aradigim Sen'sin" diyecek kisiyi beklerken burnumuzun dibinde duran firsatlari kacirabiliyoruz. Ayakustu kisa bir durum update'inden sonra bana kibarca telefon numarasini yeniden verdi. Kibarca diyorum cunku ne telefonunun bende hala kayitli olup olmadigini sorguladi; ne de beni aciklama yapmami gerektirecek zor bir duruma dusurdu. Gecen hafta yasadigim "Msn'de beni nasil block'larsin" maskaraligindan sonra bu kaldirabilecegimden cok daha ince bir hareketti.

Ben bu tesadufi gorusmenin etkisi altinda Beyoglu kalabaligini yararak toplantiya yetismeye calisirken, Bogaz'in diger yakasinda gardrobunu tum dunyaya acmaya hazirlanan bir kadin heyecanla beni ariyordu. Asli sonunda blogunu tamamlamisti. Tek eksik ilk satisa cikacak 3 parcanin fotograf cekimiydi. Cumartesi gunu sabahin korunde Cihangir'de ortalik henuz sakinken cekim yapmaya karar verdik. Produksiyon icin hazirlik yapabilecegimiz mekan secimimiz tabiki Cosmo muhabbetlerimizin merkezi Whitemill'den baska bir yer olamazdi. Asli'nin tek basina dogumgununu kutladigi, benim bir date'im sirasinda merdivenlerinden paldir kuldur yeri boyladigim, Berk'in evine gecmeden once kizlari sarhos ettigi son vurus noktasi, Ceren'in erkek arkadasi ile sert kavgalarindan sonra bir iki kadehle bir sonraki round icin guc topladigi bu mekan bizim Cihangir kalemiz diyebiliriz. Kanyon Num Num, Nisantasi House ve Cihangir Whitemill'deki garsonlarin artik konusmalarimizin akisina gore mendil getirmek ya da sampanya patlatmak arasinda insiyatif kullanabilecek derecede bizim grubun bir parcasi olduklarini dusunuyorum :)

Cekimden sonra Bankaci ile bir kahve icmek icin Bebek'te bulustuk. Konser sonrasi ilk kez biraraya geliyorduk. Balet ile yurumemisti ve sanirim yine ilgi alanina girmistim :) Cilekli waffle ve sicakta yaklasik 1 saat kadar yurudukten sonra aksam bizimkilerle gidecegimiz teras partisine hazirlanmak icin ordan ayrildim. Moda tasarimi uzerine sansini denemek icin Italya'ya tasinan metin yazari bir arkadasimizin vedasi icin biraraya geliyorduk. Arnavutkoy'deki sevimli terasinda kucuk bir veda partisi olarak lanse ettigi bu fashionista etkinligin, gecenin ilerleyen saatlerinde evin icine sigmayip sahile tasacak bir teenage etkinligine donusecegini tabiki tahmin ediyordum. Asli ve Berk'in yanindan bir kadeh sarap almak icin salona gectigimde karsi koseden beni izleyen bir cift merakli gozu farkettim. Benim boylarimda cok tatli biri bana gulumsuyordu. Yaninda arkadaslari da vardi, ama o bana odaklanmis gibiydi. Terasa ciktigimda benimkilere ondan bahsettim. Berk tabiki benim icin bu gecenin odul sekerinin o oldugunu ve onu kolundan tuttugum gibi eve atmami soylerken, Asli benim kaderimin bu evde ve bu kisi ile yazilmadigini soyluyordu! Bu expression Asli ile aramizda bir espridir :) Yas ortalamasinin 18 sinirlarinda dolastigi bu partiden erken ayrilmayi dusunurken birden ilgimi ceken birsey olmustu. Sagimda ve solumda duran meleklerimi terasta birakarak iceri girdim. O yoktu. O an "Tanrim, onunla goz goze geldigim an bu hamleyi atmaliydim" diye kendi kendime soylenmeye baslayacaktim ki sirtimdan bir bardak soguk Bacardi'nin aktigini hissettim! Gizemli karakterimiz elindeki bardagi yanlislikla! carparak ustume dokmustu. Bir an bunun tanismak icin ucuz bir numara oldugunu dusunsem de yuzunun kizarmasindan bunun bir setup olmadigi cok belliydi. Tabiki bu olayin tanismamizi hizlandirdigini ve daha farkli bir boyuta tasidigini inkar edemem :) Gomlegi degistirmem icin beni eve birakmasi ve sonrasinda salonumdaki antik kilim uzerinde gecirdigimiz uzun bir gecenin ardindan, benimle tanismak icin etrafimda saskinca dolanirken heyecandan uzerime ickiyi doktugunu itiraf etti.

Uzun bir aradan sonra ilk kez biri ile vakit gecirirken gun icinde yapacagim diger seyleri dusunmedigimi farkettim. BlackBerry'imin bile nerde oldugunu bilmiyordum! :) O anin tadini cikarmak, sorumsuzca yatakta biriyle donup durmak, kahvalti edip sonra yine sevismek. Hayatta bazen birseyleri oluruna birakinca yasayacaklarimiz tahmin ettigimizden cok daha heyecan verici olabiliyor...and it feels amazing!


3 comments:

  1. Her yazida karakterlere daha cok isiniyorum..gercekten favori bloglarimdan biri bu..heyecanla bir sonraki yaziyi bekliyorum! :)

    ReplyDelete
  2. Bu beslinin arkadasi olmak isterdim dogrusu :>

    ReplyDelete
  3. Viva Lacroix!

    ReplyDelete