Monday 20 July 2009

Achilles Heel

Havaalanlari bana her zaman sabahin ilk isiklarini ve yeni bir dunyanin gizemli kesfini cagristiriyor. Buyuk ihtimalle bunun en buyuk nedeni ilk kez tek basima Londra'ya yaz okulu icin giderken hissettigim o duygu. 12 yasindaydim ve o sabah ile ilgili hafizama yer etmis en muhtesem karelerden biri ucagin bulutlara eristigi noktada ufuktan yukselen gunesin yaydigi goz kamastirici ama bakmaniza izin verecek kadar davetkar isik huzmeleriydi. Bana yeni bir dunyaya olan yolculugumda eslik eden isik. Kolej yillarimin basinda arkadaslarimla haftasonlari Pizza Hut ve sinemaya giderken bile annemin escortlari esliginde bir kacma kovalamaca yasarken birden tek basima koca bir kitayi asarak bu muhtesem sehre gidiyor olmak o yasta bir cocuk icin buyuk bir adimdi. Havaalanlarinda yasadigim heyecanlarin zaman icinde biraz daha farkli bir boyut kazandigini soyleyebilirim :) Barcelona donusu havaalaninda karsimda oturan Surfer gibi.

Barcelona havaalaninin o sevdigim upuzun duty free'sinde vakit gecirdikten sonra kendime bir WiFi spot bulup maillerime bakiyordum. Bir sure sonra o kadar bos alan icerisinde tam karsima birinin oturdugunu farkettim. Basimi kaldirdigimda bana gulumseyen bir cift mavi goz gordum. Yurtdisinda insan iliskilerinin bize oranla daha net oldugunu soyleyebiliriz; ama bazi kacamak bakislarin kocaman bir gulumsemeye donustugu anlar beni bile bazen kitleyebiliyor. Ben de gulumsedim ve yeniden Mac'min ekranina gomuldum. O sirada birkac kisi daha bizim oldugumuz bolume geldi. Bir an wireless ceken tek alanin orasi olabileceginden dolayi onun da karsima oturmus oldugunu dusundum :) Ama bir sonraki adim bu tezimi hizlica curuttu. Nereye gittigini, nerden geldigini bilmedigim bu yabanci Istanbul ucagini bekledigimiz peronunun onunde sira beklerken birden arkamda belirdi. Kafami cevirdigimde omuz omuza oldugumuzu farkettim ve beklenen konusma gerceklesti: "Merhaba, bu sira Istanbul icin degil mi?" Bu tur tesaduflerin sonunda bir yere varmayacagini bilseniz de sadece o ani yasamis olmak bile size farkli bir enerji verir ya. Iste oyle bir andi. Barcelona'da mimarlik okudugunu, surf meraki yuzunden Cesme Alacati'ya gittigini, sonrasinda da 1-2 gun Istanbul'da gecirecegini soyledi. Ucakta yan yana oturmadik, indikten sonra birbirimize ulasabilecegimiz herhangi bir iletisim bilgisi de vermedik. O andi bunu guzel yapan, ve ikimiz de bunu biliyorduk.

Ben sehirde yokken iki kadinin guc savasi kirmizinin hakim oldugu bir reklam ajansinda dalga dalga yayiliyordu. Asli'nin patronu ile girdigi "dress code" polemiginin ona yeni bir kapi acacagini, beni ilk tartismadan sonra aglayarak aradigi gun ikimiz de bilemezdik :) Zaten elden cikarmak istedigi bazi kiyafetlerini bir websitesi uzerinden satisa cikarmaya karar verdigini ve her kiyafetle yasadigi en major hikayesini de bu bloga ekleyecegini soylediginde cevremde neden hep "smart" kisileri tuttugumu bir kez daha farkettim :) Bu acik arttirma her ne kadar Diana'nin kraliyet ailesinden afaroz edildigi donemde yaptigi auction ile dunya karsisinda saraya sergiledigi baskaldiri ile kiyaslanamasa da alt satir olarak bu girisimi bir "kadinin degisim cigligi" olarak yorumlamak zor degil. Birinden ayrildigimiz zaman ilk once onun resimlerini, sizinkinin yaninda duran dis fircasini, sizde kalmis birkac esyasini, yastiginiza sinmis olan parfumunu ya da size almis oldugu ufak tefek aksesuarlari bir kutuya koyup en yakin arkadasina gondererek O'ndan uzaklastigimizi dusunmek gibi. Bazen bu bahar temizligini baska birinin duygulari ile oynayarak daha farkli bir boyuta tasiyanlar da var. Little Devil gibi. Ilk konusmamizda beni mesafeli oldugum icin cekici buldugunu soyleyen, ikinci konusmamizda yurtdisindayken online oldugum zamanlarda cevap veremezsem yanlis anlar dusuncesiyle onu Msn'de engelledigim icin buyuk bir olay cikaran, benim tum 'bak daha tanismadik, sen buyuk ihtimalle kafanda bitiremedigin bir iliskiyi benimle bu sekilde tartisarak ben O kisi gibiymisim gibi bana yansitiyorsun' uyarilarima 'ben onu bitirdim, su an sen varsin ve ne istedigimi biliyorum" gibi yanitlar veren Little Devil. Aslinda ona bu ismi vermemin nedeni yaptigimiz konusmalardan birinde benim iPod'umda "even the devil wouldn't recognize you" donuyor olmasi :) Yoksa iyi kalpli biri oldugundan eminim! Ancak is iliskilere geldiginde siz ne kadar karsi taraftan olgun davransaniz da O'nun soyledigi bazi sozlere inanmak istiyorsunuz. Buyuk heyecanla bekledigini soyledigi ilk yuz yuze tanismamiza evinin dibinde bulusmamiza karsin 15 dk gec gelen, sonrasinda da bu gec kalmanin ex-erkek arkadasi ile telefonda yaptigi bir gorusmeden dolayi oldugunu anlatirken goz yaslarina bogulan bu kisiye karsi siz olsaniz nasil yaklasirdiniz? Tabiki dinledim..yaklasik 2 saat kadar bana onu unutamadigini, nasil bu noktaya geldiklerini anlayamadigini, artik beraber olamasalar bile O'nun gibi birini bir daha asla bulamayacagini soylerken kendini dusurdugu durumun farkinda miydi cok merak ediyorum! Daha tanismadan birbirine anlamlar yukleyen kisileri anlamiyorum; ama biri ile "date" olarak bulusuyorsan ve ona tanismadan "buyuk" laflar ediyorsan o zaman tanistiginizda karsi taraftan o sekilde etkilenmesen bile en azindan "karsima O'nun gibi biri asla cikmayacak biliyorum" gibi tum konustugunuz seyleri yerle bir eden bir cumle kurmazsin. Cesme'den donerken arabada bunlari dusunuyordum ki guney sahillerinden atesi yuksek bir erkek iliskiler konusunda destek icin telefonumu caldiriyordu. Berk haftasonu icin Bodrum'a gitmisti ve yaninda sadece yatagini paylastigi bir kiz arkadasi da vardi. Ancak uzun suredir pesinde kostugu ve takinti haline getirdigi baska bir kizla Burc Beach'de karsilasmisti; ve ne yapmasi gerektigi konusunda acil yardim almak icin kendini bara atarak beni aramisti. Erkeklerin henuz cinsel bir yakinlasmaya girmedigi kizlari biraz daha kutsal ve erisilmez bir noktaya koydugu bir gercek. Dolce'nin de Berk icin bu kategoride bir kiz oldugunu dusunuyordum bir suredir. Ancak gectigimiz haftalarda yasadigi iliski bunalimi sirasinda da digerlerini kiyasladigi kisinin hep Dolce oldugunu dusundugumde Berk gibi iflah olmaz bir Sex Tanrisinin bile bir kiz karsisinda savunmasiz bir noktasinin oldugunu gormek benim icin cesaret vericiydi. Achilles Heel :)

Bizi en kiran kisinin bile bir baskasi tarafindan incinebildigini gorebiliyoruz. Bu kimi zaman bizim gozumuzun onunde gerceklesiyor, kimi zaman haberimiz bile olmayabiliyor. Kabbalah dusunce sistemine gore bize hayatimizin bir doneminde kotu davranmis kisilerle icimizde barisip onlar icin iyi seyler dilememizin bize isik olarak geri donecegine inanilir. Isik da Tanri'nin bu dunya uzerindeki yansimasidir. Ucagimin kalkisini bekledigim peronda bu yazimi tamamlamaya calisirken arkadaslik ya da duygusal anlamda beni kiran kimse icin kotu dileklerimin olmadigini farkettim. Bizi kiran ya da bilincli olarak bize zarar vermek isteyen pek cok kisi, biz onlarin aci cektigini gorelim ya da gormeyelim hic farkinda olmadiklari o karanlik icinde debelenip duracaklar. Onlar icin tek dilegim uzaktan o isigi gorup ona ulasmak istediklerinde onlar icin artik cok gec olmamasi. Bulutlarin icinden alcalmaya basladigimizda bu gizemli sehir bir kez daha tum isiltisiyla beni karsiliyor. Yeni bilinmezlikler ve heyecanla bekledigim surprizleriyle.






1 comment: