Cogu online bulusmalarda genellikle benzer 3 asama var. Gorusmeden once taraflarin birbirine hayatlari boyunca aradiklari O kisiymis gibi ozen gosterip cok ince davranislar sergiledigi birinci asama. Online karsilasilmadigi zaman Inbox'iniza birakilan 'bu gece seni goremedim' mesajlari. Ya da headline olarak karsi tarafa 'gizli mesaj' gondermeler. Bu safha genellikle sonraki asamanin zeminsiz temelini olusturan bir surec. Bence kimseyi yazisarak taniyamazsiniz. Evet, onun hakkinda bircok sey ogrenebilirsiniz. Eski kalp kirikliklari, korkulari, hayalleri. Herseyden ote sizin ne kadar cok digerlerinden farkli oldugunuz (!). Aslinda sadece konusabilecekleri kadar 'dogru duzgun' biriyle tanismayali bile ne kadar uzun zaman oldugunu. Hayat bu birinci asamada kalsaydi sanirim ben ve benim gibi duygularini kelimelerle ifade etmeyi tercih edenlere, muzigi ile kendini yansitmayi tercih eden virtiyozlere ya da gosterime girdigi ilk hafta sinemanin onunde kuyruklar olusturan filmlerin oyuncularina bu dunyada yer olmazdi. Belki de 'sanat' sadece surreal ortamlarda betimlenen bir metafor olarak tarih sayfalarinda yerini alirdi. Ikinci asama bulusma ani. Bu genellikle hayallerin 'gercege' donustugu donum noktasi. Kendi ozelimiz hakkinda yapilmis onca konusma, karsilikli iyi niyet ve incelikler bu noktada ya karsi tarafi umursamaz bir tavirla hizlica yenen bir ani kurtarma yemegine ya da gozlerinizin icine bakarak bir sonraki soyleyeceginize odaklanan bir ilgiye donusuyor. Bahsettigim bulusmalar sadece gecelik zevkler icin iki tarafin da ne istedigini acikca belirttigi bulusmalar degil tabiki. Ama bence bu tur bulusmalar bile ilk iki asamadan sonra bir tokat gibi suratiniza inen 'bulusma sonrasi' sokundan yani ucuncu asamadan cok daha iyi.
Ben bu tokati birkac kez yedim. Ustelik benim de aslinda 'o sekilde' hoslanmadigim insanlardan. Hepimiz farkliyiz. Kimimiz oncelikle kendi yarattigimiz bir hayal ve tip olarak kafamizdaki ile ortusmeyen biri de olsa karsi tarafa bir 'insan' olarak deger veriyor. Kimisi ise onca incelikli davranis ve 'dogru' durusuna ragmen guzel bir aksam yemeginin ardindan onu aradiginizda telefonunu mesgule vererek size geri bile donmuyor. Bildigim tek sey bu hayatta karsimiza cok cesit insan cikiyor. Ve kimse kimseden hoslanmak zorunda degil tabiki. Ama tum bu karmasa bittikten sonra geriye donup baktigimizda bize 'gercekten' biz oldugumuz icin deger verecek cok fazla insan olmayacak. Bol keseden harcadigimiz ve yikip biraktigimiz bazi insanlar bir daha hayatlarimiza girmek icin orda olmayacaklar. Su an icin 'ne olur ki?' gibi dusunuyorsaniz henuz bu boslugu hissedeceginiz kadar hayatin sizi kirmadigini dusunuyorum. Eskiden boyle bir olay yasadigimda kendimi cok kotu hisseder ve karsi tarafin neden boyle davrandigini ogrenmek icin ondan cevaplar almaya calisirdim. Tabiki boyle bir cabanin geri donulmeyen telefon aramalari ya da emailler ile icinizde daha da buyuk bir rahatsizlik yarattigini soylememe gerek bile yok. Artik daha farkli bakabiliyorum. Evine cagirdigi ve ancak cok yakin dostlari ile paylasabilecegi turden yasanmisliklarini aktardigi birini sonradan sanki bir hicmis gibi gormemezlikten gelecek bir adamin hayatina girseniz ne olur, girmeseniz ne olur. Boyle bir davranis sergileyen biri size ya da bir baskasina ne verebilir ki?
Hayat herkese hakkettigini er ya da gec veriyor. Yeter ki basimizi dik tutup once kendimize, sonra da bizim icin her zaman orda olan dostlarimiza sikica sarilalim.
© 2008 Sextourage. All rights reserved.
En beğendiğim bu idi :)
ReplyDeleteTabi ekstra olarak alıntı yaptığımda gayet başarılı şehirde yaşamak cidden zor..