Sehrin belki de en guzel zamanlarindan biri. Calisan pek cok insan icin sehirde yazi gecirmek cekilmez gibi gorunse de aslinda diger tum aylarda goremediginiz farkli bir Istanbul'u gorebilme sansiniz var. Tabiki farkli bir gozle bakabilirseniz. 2 hafta sehirden uzakta kaldiktan sonra kafami toplamis ve yeni isime baslamam icin gereken enerjiyi depolamis bir sekilde Etiler'deki kucuk dairemin balkonunda serinlemeye calisiyorum. Bu evi seviyorum. Son 10 senedir dolastigim evler icerisinde en cok beni yansitan bu ev. Sadece icindeki aksesuarlarla ilgili oldugunu sanmiyorum. Buyuk bir kargasadan kacarak kendime yeniden bir dunya yarattigim bir noktada benim gizli mabedim olmasindan kaynaklanan bir gucu var.
Sehri apar topar terketmeden once kizlarla bulustugumuz gun Wagamama'da hissettigim garip ruh halini uzerimden atmis hissediyorum. Sanirim yeni isimin de bunda etkisi buyuk. Yaklasik 8 yillik reklamcilik hayatima bir nokta koyarak yasamimi bazen en karmasik hale getiren bir konuda koca bir sirketi yonlendirecegim: iletisim. Pek cok boyutu olan bir surec olarak ustesinden geldigim ve sektordeki bircok isimden ayrismama ragmen, konu 2 kisiden olusan iliskiler oldugunda saati 500 dolar eden yetenegim tamamen tikaniyor. Gecen gun Asli'nin erkek arkadasinin 'sen bana fazlasin' diyerek gecenin bir yarisi kizi kapi disina koymasindan sonra hissettigim 'benim basima boyle birsey en son ne zaman geldi' sendromunu biraz astim. Benim korkularim biraz daha farkli. Iliskiyi kapi disari olma ihtimalinin oldugu bir noktaya kadar bile getirebilme konusundaki suphelerim. Konu sanal ortamda sana deli gibi asik olan ama sonra ilk telefon konusmasi ya da gorusmeden sonra kayiplara karisan kisiler. Bunun bile suc mahalini terkeden 'sorun sende degil bende' cilerin gosterecegi en kibar yaklasim oldugunu anlamam uzun surmedi. Ta ki gecenin bir yarisi Starbucks'in onunde Paciotti ayakkabilarimla beklerken yanima yaklasip 'sen benim tipim degilsin, kahve icmemize gerek yok' diyenler ya da sanal ortamda saatlerce aradigin kisinin siz oldugunu vurgulayip ilk telefon konusmasi sonrasi 'uzgunum bu is elektrik isi' gibi kendini ancak boyle ifade eden sehirli ayilarla tanisana kadar. Ya da tum yazismalarinizda asktan bahsedip durup sizi asktan sogutan kisilerin ayni anda 3 kisiyi idare ettigini diger kurbanlardan biri ile tesadufen karsilasip ogrenene kadar. Istanbul'un biriyle tanismak icin ihtimallerin yuksek oldugu bir sehir oldugu bir gercek. Ama secebilecekleriniz aslinda aradiginizin yakinindan bile gecemeyecek bir yigin ise o zaman bu koca sehri digerlerinden farkli kilan ne?
Dogru kisiyi aradiginiz ama bir turlu 'dogru' adimlari atamadiginiz bocalamalari yasayanlardansaniz eminim sonrasi gelmeyen aksam yemeklerine, online flortlesmelere ve bir gecelik iliskilerin sonrasinda yolda gordugunuzde gormemezlikten gelmelere uzak degilsiniz. Tipki Facebook'da sirf eski sevgililerinin pisti olmamasi ve icinden cikilmasi zor bir kaos yasamamak icin profil acmayan Ceren gibi. Aslinda hicbir ortak yanimiz ve cevremiz olmayan insanlarla 'sadece bir kahve' icin icine dustugumuz rezilligi goremeyecek kadar umutsuzca aski ariyoruz. Peki ask bunlara deger mi? Bir gun karsimiza tum bu yasadigimiz kirikliklari silecek biri cikacak mi? Hepimiz birer Kucuk Prens miyiz? Yoksa kalabalik dunyamizda kendi kozamizi mi oruyoruz? Gecen gun Nisantasi'nda Berk ile yururken gordugumuz Louis Vuitton torbalarini zor tasiyan o yasli cift gibi sadece goruntude doyumu yasayan ama ici bos hayatlardan olmamak en buyuk telasim. Burda 'ici bos' derken soylemek istedigim biri ile merdiven basamaklarinda oturup kumpir yerken dunyanin merkezinde oldugunu hissettiren, bardagin dolu tarafini kastediyorum. Yoksa Louis Vuitton bir kemerin hissettirdigi o guc zirvesini kesinlikle kucumsemiyorum :)
Siren sesleri, havai fisekler, hafif bir yaz aksami serinligi ve sehrin yukselen isiklarinin esliginde Istanbul'a, ait oldugum yere dondugum icin mutlu hissediyorum. Bilinmezliklerle dolu bu sehrin gizemini ve yarin karsima neler cikaracagini merakla bekleyerek.
© 2008 Sextourage.com All rights reserved.
Saturday, 14 June 2008
Subscribe to:
Posts (Atom)