tag:blogger.com,1999:blog-34952882986621057502024-03-14T01:54:15.228-07:00sextourageAllen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.comBlogger18125tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-70234043001236942852009-12-04T00:58:00.000-08:002010-01-02T00:34:43.075-08:00Thank you<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMYLGXJGkOsxR8BW1vcX2TeSi4D7hgPYl-QrZxqH_MUalHmn9dPN0caZmoARBhCuFH3aWDLAh9cf6HWns_3DjqEtDT9wb5CxgV11cYav9ccaMjPMq4OnaDduHeYGtFc4iuNw-px7yDlhA/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5422057987897504242" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMYLGXJGkOsxR8BW1vcX2TeSi4D7hgPYl-QrZxqH_MUalHmn9dPN0caZmoARBhCuFH3aWDLAh9cf6HWns_3DjqEtDT9wb5CxgV11cYav9ccaMjPMq4OnaDduHeYGtFc4iuNw-px7yDlhA/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Londra oncesi sevdigim herkesi bir arada gormek istiyordum. Uzun bir seyahat olmayacakti, ama yanimda onlardan da bir parca goturmek istiyordum. Zor bir donem geride kalmak uzereydi. Haftalardir ilk kez hayatimda gercekten olan insanlari kendimden uzaklastirdigimi fark ettim. Bir tur kendine gelme diyebiliriz. Bazi cizgilerin hic asilmamasi gerektigini gordugum an benim icin farkli bir kapi acilmisti. Sinirlarimiz bizi ne kadar koruyor? Sinirlarimiz oldugunu dusundugumuz cizgiler zorlandiginda nereye kadar tolore edebiliriz? Ya da bunun ne kadar ilerisine gecebiliriz?<br /><br />Yeni yil oncesi hepimizin sehirde oldugu ender bir zamandi. Organizasyon isini tamamen ben ustlendim. Yeni yila sayili gunler kalmis olmasina karsin yazdan kalma muhtesem bir İstanbul aksami. Zuma Ortakoy’de sevdigim insanlar, Bogaz’a yansiyan dolunay..arka planda Black Eyed Peas’den “Meet me halfway”. Bu sene benim icin farkli bir seneydi. Hayatimdaki en onemli 3 kadindan biri ile vedalasmakla yuz yuze kaldim. Onu en son gordugumde bana cesaret vermek istercesine elimden tutarak soyledigi “sen cok ozelsin..sana bu degeri verecek kisileri hayatinda tut” sozleri su an daha bir anlam kazaniyor. Ona verdigim sozu tutabildim mi? Sanirim artik evet. </span><br /><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Yaz ortasi gibi baslayan duygusal dalgalanmalarim. Dogru oldugunu dusundugum biri icin kendimi hirpalarken aslinda gercekten sevebilecegim baska biri oldugunu fark etmem. Onun icin verdigim mucadele ve sonrasinda ondan duydugum tek bir cumle ile onunla ilgili inandigim herseyin yerle bir olmasi. Aslinda en cok icinizi acitan birbirinizle paylastiginiz onca ozel hikaye..hayalleriniz..korkulariniz..kalp kirikliklariniz..aileniz..arkadaslariniz..ozeliniz..ve tum bu paylasimin sonrasinda o insanin sokaktaki bir yabancidan bile daha uzaginizda durmasi. Sevgi ya da ask. Ne oldugunun artik bir onemi yok. </span><br /></p><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Ote yandan is hayatimla ilgili cok buyuk acilimlar oldu. Hayallerime bir adim daha yaklastigimi hissettiren gelismeler. New York yeniden gundemde. Olmak istedigim yer..insanlar. Hersey daha farkli gorunuyor su an. Bu seneyi dusundugumde buyudugumu soyleyebilirim.<br /><br />Bu blog'u ilk planladigimda aslinda cok bencilce bir dusuncem vardi. Yasadiklarimi, anlatamadiklarimi, duygularimi tanimadigim kisilerle cok net bir sekilde paylasmak. Allen ya da yasam tarzi degildi aslinda cikis noktam. Gordugumuz ya da yasadiklarimizin ardinda aslinda neler oldugunu kesfetmekti. Ilk birkac yazidan sonra pek cok kisinin Allen ve arkadaslarinin hayatlarindan cok kendi yasamlarindaki benzerlikleri gorerek yalniz olmadiklarini hissettikleri icin yazilarimi takip ettigini gormeye basladim. Bazilarinizi hic gormedim. Sadece yorumlariniz ve dusunceleriniz vardi. Bazilarinizla tanisma firsatim oldu. Yazilarima konu olan ve hayatimdaki insanlar ise benimle ilgili farkli bir yonu kesfettiler. Kimisi buna yetenek dedi. Kimisi duygusal bir patlama. Ben ise sadece oldugumu yansitmak; yasadiklarimi, sorularimi, cevaplarimi paylasmak istedim. Bu surecte yanimda oldugunuz icin hepinize tesekkur ediyorum.<br /><br />Sextourage yakinda cok farkli bir platformda sizinle birlikte olacak.<br /><br />Hepimiz icin guzel bir sene diliyorum.</span></p><p><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuTDBbDmZKpDA-nq44bmi6wRXLhvn0j95TDrP4tUpAAlKUX6q60OjxOXM6hS5Z5PGRb5trdsDAjI72ayLU0IFYhbVgZBi0mVhBJrpwWbcV_xOUiPFnewMx7-Gh0SD_jpbvUqNDNdIO5Js/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5411305893906097570" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuTDBbDmZKpDA-nq44bmi6wRXLhvn0j95TDrP4tUpAAlKUX6q60OjxOXM6hS5Z5PGRb5trdsDAjI72ayLU0IFYhbVgZBi0mVhBJrpwWbcV_xOUiPFnewMx7-Gh0SD_jpbvUqNDNdIO5Js/s320/lacroix.jpg" /></a><br /></p><br /><p></p><br /><p><br /><br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dyGBR_GI-YHjheDPNRCzdWKkktWDXeZDZLYK0C4i7xD3yP-Pk1FhNCpyB8gzjZdvh5A0bl6y__G5-WhHrqO9A' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></p>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-78628343393883057062009-09-21T10:07:00.000-07:002010-01-02T00:36:12.614-08:00Human Nature<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkbCSGl8-pLfHjPliQyl_y7SN7TDPZqWepUNsuTVGSN0554p8XaGAdkLKVOuZZPRNegB8DZG4NI1VjEjBFW3a1mGK_XJjeT2k_YXHjluYn9ETHmrxM8eriSQs3FT9-xH1O9o_to12u6tE/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5422058366055697874" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkbCSGl8-pLfHjPliQyl_y7SN7TDPZqWepUNsuTVGSN0554p8XaGAdkLKVOuZZPRNegB8DZG4NI1VjEjBFW3a1mGK_XJjeT2k_YXHjluYn9ETHmrxM8eriSQs3FT9-xH1O9o_to12u6tE/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Yagmurlu bir aksamustu..pencere acik. Perdenin altindan kurtularak uzerime esen o tatli serin esinti. Gokyuzu hem bulutlarla dolu, hem de parlak bir mavi isik gozumu aliyor. O an, ilk kez asik oldugum o yaz; ve Cesme’deki odam gozumde canlandi. iPod’umda siradaki sarkinin MJ’den Human Nature olmasi daha da ironic degil mi? :) Yaz sonuydu..O artik Cesme’de degildi. Ailesi ile birlikte yasadigi sehre donmustu..ben ise tum itirazlarima ragmen annemin zoruyla okullar acilmadan son bir kez yazliga getirilmistim! O’nsuz burda olmak istemiyordum..bir sure sonra sahile ciktigimda bulutlarin arasindan denizin ustune dusen isik huzmeleri beni biraz neselendirmisti..cocukluk iste. Sanirim 12 yasindaydim. Ilk askim..ve sonbahar.</span>
<br />
<br /><div><div><div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Istanbul’a sonbahar resmen geldi. Dun Selin’le Nisantasi’nda yakalandigimiz yagmurdan kacmak icin girdigimiz Gucci’de kredi kartimi bir sure iptal edecek daha farkli bir firtinaya yakalanmis olmanin da etkisi ile bugun evden cikmamaya kararliydim. Sabahlari triple shot espresso ve ardindan yarim saatlik bir kosuyu yeni rutinim olarak hayatima aldigimdan bu yana pek cok kisi cok zayifladigimi dusunuyor. Ben aynaya baktigimda gordugum adamdan her zaman hoslandigimi dusunsem de sanirim bu halimi daha cok seviyorum. Oglene dogru telefon caldiginda ekrana bakmadan acarak kendime kucuk bir oyun oynadim :) “Seni bugun nereye goturecegime inanamazsin” diyen bu cekici ses tabiki Mert’ten baskasi degildi. Londra’dan yeni donmustu. Onun bu yurtdisi isleri yuzunden istedigimiz kadar zaman geciremesek de Istanbul’da oldugu zamanlarda ikimiz icin kaliteli zaman ayirabiliyorduk. Her zaman aliskin oldugumuzdan daha farkli birsey yapacagimiz kesindi ve detayini sormadan hazirlanip Cihangir’e gectim. Unlu olma yolunda adimlar atan ama benim tarz olarak pek begenmedigim yakin bir arkadasi, evinde bir video klip cekiyordu. Ben produksiyon masrafindan kacmak icin boyle birsey yaptigini dusunurken aslinda bunun altinda arkadaslarla birlikte biraz dagitarak eglenme temasi oldugunu tahmin etmemistim. Biz gittigimizde ev tam bir parti modundaydi. Reklamcilar, oyuncular.. le bohème foule :) Kemal ile daha once Mert’in evinde birkac kez karsilasmistim. Bizi salonun en hareketli (!) bolumune alip birkac kisi ile tanistirdiktan sonra cekim yaptigi odaya gecti. Mert’in kulagina egilerek bu ortamda cok kalamayacagimi soylemeye hazirlaniyordum ki bir cift mavi gozle karsilastim. “Merhaba”. Bu kelime dogru zamanda kullanildiginda cok etkili olabiliyor :) “Sen de mi oyuncusun?”. Beni oyuncu olarak dusunmesinin nedeni dunku firtinadan kacirdigim suet gomlegim olabilir miydi? :) “Hayir. Iletisim tasarimcisiyim” dedigimde yuzundeki ifadeden saatlerce de anlatsam ne yaptigimi anlamayacagini hemen farkederek “reklamci” olarak cevirdim. “Ow, ben de model olmaya calisan bir ogrenciyim” cevabi o an benim icin filmin sonuna isaret etse de gercekten cok sevimli gorunuyordu, ve konusmayi onun yurutebilecegi bir zemin yaratarak ona biraktim. Kemal bir yandan cekimlerini yaparken ortam daha da samimilesmeye baslamisti. Mert beni Blue Eyes ile basbasa birakmak icin evin icinde kose kapmaca oynarken sevimli model adayindan soyle bir teklif geldi “Tunel’de cok guzel apple pie yapan bir café biliyorum. Gitmek ister misin?”</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">
<br /></div><div>Yagmur iyice hizlanmisti. Beyoglu bombostu. Cogu kisi binalara yakin durarak yagmurun dinmesini bekliyordu. Biz ise yolun tam ortasinda kosarken semsiyenin altinda iyi bir apple pie icin gereken marmelat oranini konusuyorduk. Café’de yaklasik bir saat kadar vakit gecirdik. Ordan da bana gectik. Ne olacagini ikimiz de biliyorduk, ve ikimiz de buna aldirmadan saatlerce sevistik. Birinden hoslanmak icin derin konusmalar, gelecege dair planlar ya da ortak bir yaninizin olmasi mi gerek? Sadece fiziksel bir yakinlasma sonrasinda biriyle bir daha gorusmezseniz bu sizi kotu biri mi yapar? Ya da gorusmeye devam etseniz de konusmadan, sadece yatakta vakit gecirmenizde bir sorun var mi? Bu yastaki kisilerin bu tur seylere cok takilmadan iliski yasadiklarini dusundugum bir noktada beklemedigim o soru geldi “Seni bir daha ne zaman gorecegim?” Onu operek “bu haftam biraz yogun ama konusuruz” dedim. Benden ayrilirken kapida son bir kez beni optukten sonra cikarken bir an donup bana bakti. Sadece birkac saniye surdu. Gozleri bir daha gorusmeyecegimizi anladigini sessizce soyluyordu..ve bir daha onu aramadim.</div>
<br /><div>Bu yasta biriyle daha cok yeni bir deneyim yasamis olmasam, Blue Eyes’a bir sans verir miydim? Bundan yaklasik 20 yil once yagmurlu bir sonbahar aksamustu Alacati’da kumsalda oturmus bulutlarin arasindan suzulen isikla aydinlanan ucsuz bucaksiz denize bakarak “Human Nature” dinleyen o cocuga ne oldu? Kumsalin diger tarafinda ya da okyanuslarin otesinde beni dusunen biri oldugunu hayal ettigim, “Su an O da beni dusunuyor..ama henuz karsilasmadik” diye icimde hissettigim O kisi de beni su an hissediyor mu? Yatagima uzanmis pencereden gokyuzune bakarken yine o melodi donmeye basladi..
<br />
<br />Looking out across the night-time
<br />The city winks a sleepless eye
<br />Hear his voice shake my window
<br />Sweet seducing sighs
<br />
<br />Get me out into the night-time
<br />Four walls won't hold me tonight
<br />If this town is just an apple
<br />Then let me take a bite
<br />
<br />Reaching out to touch a stranger
<br />Electric eyes are everywhere
<br />See that boy, he knows I'm watching
<br />He likes the way I stare
<br />
<br />If they say, why, why? Tell 'em that is human nature
<br />Why, why does he do me that way?
<br />If they say, why, why? Tell 'em that is human nature
<br />Why, why does he do me that way?</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></div></div></span>
<br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh5tYGM6h0Y5zXw0M3FEhsUkrlX2yEqtBKjulD4oUpceqHOT8z1fmuM7caG-CX-_LCoPnbuTRdDVgxjtMl3IF92Ceiu37AGeEbKE23cxiLZKGwfCnnoYIgGGeArg92v8z0PWMbD7cBCzg/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5383969009618938610" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjh5tYGM6h0Y5zXw0M3FEhsUkrlX2yEqtBKjulD4oUpceqHOT8z1fmuM7caG-CX-_LCoPnbuTRdDVgxjtMl3IF92Ceiu37AGeEbKE23cxiLZKGwfCnnoYIgGGeArg92v8z0PWMbD7cBCzg/s320/lacroix.jpg" /></a>
<br />
<br />
<br /></span></span>
<br />
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxqJY1H4jZR8_6YnFaTFGpkHzcaPbuZElQJVN5rTFBG2NZB68NP7utyp7Yd1_sKjJbln2fVvrkSZ5QrIRpySA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-65485182688166988412009-08-29T00:00:00.000-07:002009-09-21T10:56:46.449-07:00A New Day<div align="left"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjevs9hSdFZpoQlDdAUcFJzRr_rbCMmlkKfoQ_RCajT_2O2e-8LS2QSKOkIdJkLwlfy8b-fdL8pJcGoDSPLHv8CL0G4JaHD7SbbCpubgttgMVw5YDjrMyiuXH5E6XtMmPH7n_HPyMAUm2o/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5373432621515832594" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjevs9hSdFZpoQlDdAUcFJzRr_rbCMmlkKfoQ_RCajT_2O2e-8LS2QSKOkIdJkLwlfy8b-fdL8pJcGoDSPLHv8CL0G4JaHD7SbbCpubgttgMVw5YDjrMyiuXH5E6XtMmPH7n_HPyMAUm2o/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Beklenen telefon tam O'ndan kopma noktasina geldigimi hissettigim anda, kosu bandinin ustunde 8. tura girerken geldi. Hemen kosarak (!) havuzun oldugu alana ciktim ve sakin bir sesle telefonu actim. CJ ile telefonu "Hey" seklinde acma gibi kendiliginden gelismis bir aliskanligimiz oldugunu o an farkettim. "Hey, nasilsin?" Bu soruya o an verebilecek milyon cevabim vardi.."uykusuz ve sinirliyim", "butun geceyi telefonun ekranina bakarak gecirdim", "senden nefret ediyorum", "senden cok hoslaniyorum", "su an yanimda olmani oyle isterdim ki"...verdigim cevap tabiki "iyiyim..sen?" oldu :)</span><br /><br /></div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Okulu ile ilgili ugrastigini, ailesi ile bazi konulari cozdugunu anlatirken o an ajandasindaki siralamada aile ve okul sonrasinda geliyor olma fikri beni cok da kotu hissettirmemisti. Her ikisi de insanin onceliklerinin basinda gelen konular. Ta ki dun aksam Taksim'de bir arkadasinda kalip ertesi gunu temizlikci kadina yetisemeyecek sekilde ickiyi kacirmis oldugunu duyana kadar. O an sanki 36 saat once ona "dolapta hardal kalmamis, acili mi aliyim acisiz mi" gibi bir soru sormusum gibi hissettim! Benden hoslaniyor mu hoslanmiyor mu konusunu bir kenara birakirsak, ona karsi olan duygularimla ilgili kendi acimdan major birsey paylasmisken, onun arkadaslariyla ya da takildigi (!) kisi ile vakit gecirmesi, ve keyfi yerine geldigi noktada bana "hey naber?" gibi bir telefonla geri donmesi bu durumu ciddiye almadigini mi gosteriyordu? Yoksa bu yastaki kisilerin birinden hoslanma anlayisi bu mu? Su an hayatinda bir kosu arkadasi, konser arkadasi ve daha bircok farkli alanda (!) vakit gecirdigi internetten tanistigi "arkadaslari" varken, simdi benimle birlikte bu gruba bir de sanat galerisi arkadasi mi eklenmisti? O bunlarin hepsi ile kendi tabiriyle "iyi vakit geciriyordu", ve belli ki bir sorun yoktu...ben O'nu hayatimda daha ozel bir yere tasimak istedigimde aldigim karsilik "hicbirsey" olmamis gibi konustugumuz bir sessizlikti.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Haftasonu goruselim seklinde telefonu kapattigimizda 2 gundur cektigim acinin aslinda icinin ne kadar bos oldugunu gordum. Karsimdaki kisi kafa yapisi olarak cok farkli bir yerdeydi. Oysa bende yemek yedigimiz aksam "hayatini duzene koymus ve ne istedigini bilen erkekler ilgimi cekiyor, cunku yasima ragmen ben de ne istedigini bilen biriyim" derken ne istedigini bilmekten ayni seyi kastetmedigimizi simdi gorebiliyorum. Bana tanismadan once ilk kez mesaj attiginda "hoslandigin yas grubunun altinda kaliyorum ama bence karsindakini taniyarak bir sans vermelisin" derken onun "fark" olarak gordugu seyin ilgilendigi hobbyler, sevdigi mimarlar ya da olgun bir durustan ibaret oldugunu bilemezdim. Yazinin burasina kadar geldiyseniz bazilarinizin "anla iste, cocuk seninle ilgilenmiyor" diye dusundugunu tahmin ediyorum; ama konu karsilik gormemek degil..bununla basa cikabilecek kadar buyudum. Beni acitan nokta hoslandigim kisi tarafindan takildigi herhangi biri gibi "treat" edilmek...ve "Senden hoslaniyorum" gibi herkese soyleyemedigim ozel birseyi O'nunla paylasmama ragmen bu duygumu umursamayip gormezden gelmis olmasi. Sanirim birini farkli yapan, tum bu sozde ilgi alanlari ya da gorunuste (!) olgun hareketler degil, karsinda duran kisinin sana en ozelini actigi noktada ona yaklasim tarzin.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Haftasonu gorusmedik. Pazar aksami ajanstan cikip espresso almak icin Starbucks'a ugradigim bir anda telefonum caldi. Cok kisa ve net bir konusmaydi. Taksim'de takilacagini, hafta ortasina kadar da bir arkadasinin yazligina gidecegini soyledi. "Dondukten sonra seni gorebilirim" dediginde ben artik onu gormek istemedigimi biliyordum. "Donunce konusuruz" dedim ve telefonu kapattik. Bir secim yapmam gerekiyordu. Ya CJ'in beni yerle bir ettigi bu cafede bir sure daha tek basima kalarak bu yasadigim duygusal karmasa uzerine dusunecektim, ya da kendimi biran once toparlayip disari cikarak hayatima kaldigim yerden ve bir daha geriye bakmayarak yurumeye devam edecektim. Ben de bunu yaptim. Hesabi istedim, kahvemden son bir yudum daha aldim ve benim icin her zaman "orda" olacagini bildigim arkadaslarimin yanina gittim. Gercek hayatta insanlar dustuklerinde ya yenilgiyi kabul edip bir sure yerde kalarak nerde bir sorun oldugunu dusunurler, ya da o ana kadar yasadiklarindan aldiklari gucle hemen durumu kavrayip ayaga kalkarak yurumeye devam ederler. Son birkac hafta icinde yasadiklarimdan cikan tek bir sonuc vardi...CJ benim icin "o kisi" degildi. Belki ben de onun icin degildim..bunu asla bilemeyecegim cunku bana benimle ilgili duygularini hic soylemedi. Bildigim tek sey benim O'nun hayatimin bir parcasi olabilecegi fikrini sevmis olmam, ve uzun suredir kimse bende bu duyguyu harekete gecirememisti.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Istanbul Moda haftasi icin Mert bir hafta oncesinden yerlerimizi ayarlamisti. Defile oncesi Asli ve Berk'le House'da bulustuk. Ben geldigimde sarap sisesi coktan yarilanmisti. Ikisi de yuz ifademden CJ'in bundan sonra gundemimizde olmayacagini anlamisti. Benim bu tur durumlarda bir sure sessiz kalmak istedigimi bildikleri icin direkt hangi modacilarin gosterisini izleyecegimizi konusmaya basladik. Sadece Berk, ben siparis verip moda haftasi yorumlarinin oldugu bir dergi bulmak icin antreye gittigimde hemen arkamdan gelerek "inan artik daha iyi hissedeceksin" dedi ve arkamdan bana sarildi. Bu an benim icin o kadar ozeldi ki..CJ'in ya da benzerlerinin veremedigi o duyguyu bana o an Berk vermisti: "Ben senin yanindayim, ve hep yaninda olacagim". Mert de bize katilip gosterinin olacagi salonda yerimizi aldigimizda aklimda yeni heyecanlarla dolu bir sezon, yeni ortamlar, yeni projeler, yeni aldigim is teklifi, yeni insanlar ve her zaman yanimda olacagini bildigim arkadaslarim vardi. </span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Bugun yeni bir gun..</span><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDCs0iFqVm5rNcPlo_AL8VPwKvXVyI57Dn3xnRRnOf-BkpZ_6XTfJFg3NgczHd2smzdfGZjhFMM0xUu_tHUEbRKvp1xrcGCCkcysj4OCCVe2J2JUiDKFNmGk9O-WbHPOWXn_6BSpyNRlw/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5373441173459557266" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDCs0iFqVm5rNcPlo_AL8VPwKvXVyI57Dn3xnRRnOf-BkpZ_6XTfJFg3NgczHd2smzdfGZjhFMM0xUu_tHUEbRKvp1xrcGCCkcysj4OCCVe2J2JUiDKFNmGk9O-WbHPOWXn_6BSpyNRlw/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dy8ZwnhsJzhkM6qW52Hchd8hGWi-fz2Oct3wgAxcEkB8HLdqNMNFqopjiGo3TwhoqkAK31wkJnzKmXHo5N8Sg' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-57905335757538748242009-08-24T23:40:00.000-07:002009-08-24T09:36:31.841-07:00Courage to Love<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjugTVEhnaNF2hw-6qbG3xbVOVrOKDlhQUuK1rF19rwDxlzDv0cDVnizhTErDmped-EfiUWbrqi2cxdgg9lanao5c1hP7lMTgbW1wBgtQPby7H6VDrrxLFSJgAaXytsXWKSsDrYAOR1FoQ/s1600-h/episode2n.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5371629514380407922" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; CURSOR: hand; HEIGHT: 100px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjugTVEhnaNF2hw-6qbG3xbVOVrOKDlhQUuK1rF19rwDxlzDv0cDVnizhTErDmped-EfiUWbrqi2cxdgg9lanao5c1hP7lMTgbW1wBgtQPby7H6VDrrxLFSJgAaXytsXWKSsDrYAOR1FoQ/s320/episode2n.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">12 milyon insanın yasadigi bu sehirde kendimizi zaman zaman yalniz ve bize uygun biri yokmus gibi hissetmemiz gercekten ilginc. En donanimli ve herseye hazirlikli olanlarimizin bile bazen bir sise ya da telesekreter ile “yardim” cagrisi gonderebilecek duruma gelmesi de ayri bir ironi. CJ ile yaklasik 48 saattir hicbir iletisime gecmedik. Ondan hoslandigimi kelimelere doktugum andan itibaren ortadan kaybolmasi “takil ama asla duygularini karsindakine yansitma” soylemini bir kez daha kanitlayan bir gercek mi? Birinin bizden hoslandigini dile getirmek icin dayanamayip gecenin bir yarisi kapimizda belirmesi fikri son derece etkileyici gelirken, biz bu tur bir adim attigimizda neden umutsuz ve kontrolden cikmis potansiyel sevgili konumuna dusuyoruz?<br /><br />CJ’in benimle ilgili “gercekten” ne hissettigini ya da dusundugunu O bana bunlari yansitmadigi surece tabiki bilemem. Sadece davranislarindan bazi yorumlar cikarabilirim, ve su ana kadarki sessizligin olumlu bir duyguyu simgeledigini dusunmuyorum. Birinden “gercekten” hoslanip ona duygularini acmaktan cekinerek ortadan kaybolma durumu sadece Hollywood filmlerine ozgu bir mit mi yoksa gercek hayatta kayiplara karisan adamlarin cogunda bu tur bir “aslinda hoslaniyorum ama bu beni korkutuyor” tribi mi var? Benim de kayip hayaletim CJ’di. O’nun yoklugunda hayatimda cozmem gereken baska buyuk sorunlarin oldugunu farkederek yeni bir sayfa actigim gun sanirim kendimi O’nun buyusunden kurtarmaya basladigim gun olacak. Peki bu buyunun bozulmasi gerekiyor mu?</span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br />Selin dergisinin son sayisi icin gittigi Mayorka’dan doner donmez solugu W Spice Market'da almistik. CJ ile ilgili olanlar konusunda benim bir adim geride durmami, ve CJ’in kendisini bana acmasini beklememi soylerken aslinda beni haketme zevkini karsimdakine tattirmadan gereginden fazla acik davrandigimi vurguluyordu. Aslinda iki kisi arasinda yasanan ve “iliski” dedigimiz yogunlugun ne kadar “intimate” olursa olsun her zaman icin gardini koruman gereken bir strateji oyunu mu oldugunu dusunmeden kendimi alamiyorum. Birinden hoslandiginizi soyledikten sonra sessiz gecen 48 saat icinde siz kendi kendinizi yiyip bitirirken O’nun kendi hayatina devam ediyor olmasi, aslinda olmasi gereken mi? Yoksa bazilarimiz kendilerine bu sekilde yaklasan insanlarla cevrili olup bunun tadini mi cikariyor? Tipki CJ’in bana bahsettigi “etkisinden kurtulamadigi one-night stand” icin hissettigini soyledigi duygulara o adamin yanit vermemesi ve CJ'in de bunu ona soylememis olmasi gibi..birinden hoslansak bile bunu ona asla soylemeyip cool davranak 1-0 one mi gecmis oluyoruz? Yasam dedigimiz olgu zaten iliskiler disinda da gereginden fazla komplike degil mi? O’ndan hoslandigim ve bunu O’na soyledigim icin su an cezalandiriliyorum gibi hissediyorum.<br /><br />Asli’nin yeni isini kutlamak icin hepimizin biraraya geldigi aksam Berk’le sigara icmek icin terasa ciktigimizda onun da bir hikayesi oldugunu biliyordum. “Kafasi karisik bir yakisikliyi dinleyecek sabrin var mi?” dediginde konusmak icin her zaman neden beni sectigini bir kez daha anladim. Kendi iliskilerimde karsilastigim sorunlari cozmekte kendimi bile sasirtan bir beceriksizlik sergilerken, sevdigim insanlarin yasamlarinda kendilerini iyi hissedecekleri yonde etkili olabiliyordum. Konu tahmin ettigim gibi Dolce’ydi. Berk ona karsi olan duygulari konusunda daha net davranmanin zamani geldigini ve bunu Dolce ile konusacagini soylediginde, duygularini daha cok yeni hoslandigi kisiye acmis ve karsiliginda koca bir sessizlikle odullendirilmis bir adam olarak bir sure sessiz kaldim :) Aralarinda bir cekim oldugunu ikimiz de biliyorduk. Dolce de iliskiler konusunda cok fazla derinlik aramayan disi bir Berk gibiydi, ama onun sinirlarinin bittigi yerde Berk’in o kesfedilmemis dunyasi basliyordu. Bazen Berk’in bu duygusal yanini kesfedecek ve onda bunu paylasma duygusunu uyandiracak ilk kadinin cennetin altin anahtarini bulmus gibi hissedecegini dusunuyorum. Buna en yakin aday da Dolce! Yaz basinda bir mekan acilisinda karsilastigimizda bana ozellikle Berk’i sormasindan ozel bir anlam cikarmamistim. Hatta bu detayi Berk’e anlattigimi da sanmiyorum, cunku o donem 3 kizi idare ettigi bir donemdi. Gecen hafta Dolce’yi Nisantasi’nda gordugumde yaninda erkek arkadasi oldugunu dusundugum bir cocuk vardi. Berk’in de hic bos kalmadigini dusunursek bu durumu cok yadirgadigimi soyleyemem. Hoslandiginiz kisilerin arkadaslarini yakin markaja aldiginiz su goturmez bir gercektir. Facebook listeleri incelenir, kim kiminle baglantili, kim kimin resmini tag etmis, “e ben bu kizin zaten bu cocukla tanistigini biliyordum” ya da “bu cocuk da hosmus, Mert’in listesinde ne isi var acaba” gibi polemikler modern cagin “sosyal” platformlarinda ardi arkasi gelmeyen bir baglanti zincirine donusturulur. Dolce'nin de yanindaki cocugu birakarak yaklasik 10 dakika ayakustu beni muhabbete tutmasinin ardinda Berk ile ilgili bir neden oldugundan cok emindim. Konu bana freelance bir is ayarlamaya calistigindan Berk’in yeni bir health club konsepti ile ugrastigina geldiginde aslinda bu kizin da Berk ile ilgili bir duygu boslugu yasadigi cok netti. Bodrum’da karsilastiklarini ama cok konusamadiklarini soylediginde Berk’le bu konuyu Istanbul donusunde bir sarap masasinda uzun uzun tartistigimizi soylesem sanirim kiz soka girerdi.<br /><br />Neden oynuyoruz? Neden acikca “ben senden hoslaniyorum ve seninle daha cok zaman gecirmek istiyorum” diyemiyoruz? Bunu dersek karsi tarafla geri donusu olmayacak bir anlasma mi imzalamis oldugumuzu saniyoruz? Daha da onemlisi yakinlasmamiz icin aramiza bir mesafe mi koymamiz gerek?</span><br /><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNvJpKLac2kOZ74GmGrswc-_S-wfZ2_GeJyJxjake_AhhhNvxyAsG3F0GW4myLQMPNqKK395-rzC-AKArOXIrbMhqnBjwkXFTk390Ja6K3h-qsTnHBtI89iaT6wLX79t_7mdRS3kRIgs4/s1600-h/lacroix.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5371629350270918962" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; CURSOR: hand; HEIGHT: 51px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNvJpKLac2kOZ74GmGrswc-_S-wfZ2_GeJyJxjake_AhhhNvxyAsG3F0GW4myLQMPNqKK395-rzC-AKArOXIrbMhqnBjwkXFTk390Ja6K3h-qsTnHBtI89iaT6wLX79t_7mdRS3kRIgs4/s320/lacroix.jpg" border="0" /></a></span><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><br /><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dz2zAwNkpRTgRuKgIiuGzpFFSYYjXyuapHY_wiUX6IMYuDZzFoWUnbmNAYoDQ8Xy78XccWDQqW9h51p2qyuTw' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-78580081114917856142009-08-18T00:10:00.000-07:002009-08-17T00:45:19.627-07:00Bounce<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_1oSFwQtsRYLVDzT5lfesDkt0E5FH8f_JtVwbalvTcelWWhqbb6RUfmXjC2PuIUIvi57M12EV5H3clji51E1akGRS4zyoYW123Y68nGFPUl6jyis4bCq8Rx06Ue9dBNK2U4Jgyzn126M/s1600-h/episode2n.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5370832476798906370" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; CURSOR: hand; HEIGHT: 100px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_1oSFwQtsRYLVDzT5lfesDkt0E5FH8f_JtVwbalvTcelWWhqbb6RUfmXjC2PuIUIvi57M12EV5H3clji51E1akGRS4zyoYW123Y68nGFPUl6jyis4bCq8Rx06Ue9dBNK2U4Jgyzn126M/s320/episode2n.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Haftasonu Nisantasi’ni biraz daha hareketli yapmasi beklenen etkinliklerden birine davetliydik. Asli’nin bir arkadasi, ailesinin 60’lardan kalma gozluk cercevelerini koleksiyon olarak satisa cikariyordu. Arabada giderken, elindekileri paraya donusturme cilginliginin bu yaza ozgu bir trend mi yoksa krizin bir uzantisi mi oldugunu dusunmekten kendimi alamadim. Ben bu tur bir olaya girissem ne satardim? Aklima ilk gelenler; tik vazolarim, parfum siselerim, son 5 sezona ait Tom Ford imzali gunes gozluklerim..gozluklerimle vedalasma fikri cok sicak gelmedigi icin listeye vazolarla baslamaya karar verdim :)<br /><br />Oraya vardigimizda dusundugumuzden daha az bir kalabalik vardi. Gorunen o ki Nisantasi tayfasi icin yazin son haftasonlarini sahilde, Bodrum ya da Cesme’de gecirmek daha cazip bir secenekti. Asli ve Nesli’nin uzun bir suredir benimle tanistirmak istedikleri biri de bu “urban activity” icindeydi. Ancak son haftalarda hayatimda bir CJ gerceginin olmasi nedeniyle bu konuyu hic konusmadik. CJ haftasonu arkadaslari ile sehir disindaydi. Gitmeden bir gece once ona sarilmis uyurken iliskimizde bazi seyleri akisina birakmanin daha akillica olacagina karar verdim. O yanimdaydi..ve onemli olan belki sadece buydu. Sabaha karsi uyanir gibi olup beni gogsune dogru cektiginde, onun icin su ana kadar bahsettigi o kisilerden daha farkli oldugumu hissettim..ve sanirim sonu gelmek bilmeyen sorularimi en azindan bir sure icin bir kenara biraktim.<br /><br />Asli yeni bir kariyer baslangici icin kirmizi ajansa veda ederken, vedanin adresi tabiki o kirmizi koridorlardi. Cuma aksami is cikisi hepimiz ajansta toplandik. Eski ve yeni bir cok tanidigim ordaydi. Asli’nin bu yeni baslangici olmasi gerektigi gibi yasayamadigini o yesil punch kasesinin basinda bardagini sabirsizlikla icine daldirip cikardigi an daha net fark ettim. Birseyler eksikti..yeni bir is..daha iyi bir maddi statu..en sevdigi arkadaslari..etrafinda onunla ilgilenen ve flort eden birkac hos adam…ama bunlarin hicbiri o an sehrin baska bir yerinde vakit geciren “o adam” in yoklugunu doldurmuyordu. Bazen bu son derece akilli, esprili ve guzel kadinin nasil bu sekilde yalniz birakildigini anlamakta zorlaniyorum. Tabiki fiziksel bir yalnizlik degil bu, sonucta bizler variz..Asli izin verse onunla birlikte olmak icin can atan erkekler var. Ama o, olmak istedigi kisinin yaninda degil..ve bunu degistirebilmek icin su an yapabilecegi birsey de yok. Umarim “o adam” onu kaybettikten sonra degerini anlayacak kadar akilsiz degildir.<br /><br />Gecen haftasonunu bir entrika icinde geciren diger bir kadin da Akdeniz sahillerini surtunerek atese vermekten son anda kurtulan Nesli’ydi :) Davranislarinin sifresini cozmeye calistigimiz kisi, uzatmali sevgili statunde bile olmayan bir adamdi. Cinsellik ustune kurulu olmayan, ama ne senle ne de sensiz konumunda soru isaretleri ile devam eden bir iliski. Paris’de yasadigi donemde tanistigi bu adamin dusunce yapisini kac kere masaya yatirdik animsamiyorum, ama biz ne soylersek soyleyelim Nesli’nin kalbinin sesini dinleyecegi bir gercek.</span><br /><br /><div><div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span></div><div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Dun aksam sarabimi acip karanlikta Joy FM esliginde otururken kafamda yine o sorular vardi. Bize aci veren adamlari neden seviyoruz? O hakettigimizi dusundugumuz essiz sevgi icin oncesinde biraz aci cekmemiz gerektigi gibi bir metafora neden inaniyoruz? Biri bizden kendini cekmeye calistiginda neden daha cok ustune gidip ona deger verdigimizi ispatlamaya calisiyoruz? Oysa sevginin gercek tanimi hicbir oyun ya da entrika olmadan kollarinda uyuyabileceginiz o kisinin gecenin bir yarisi uyandiginizda hala size sariliyor oldugunu hissetmek degil mi?</span></div><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><br /><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><br /><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtmNh8G5PRKJkVy6D8Zj9wAqJJnV8vShzPxr3aNxsLc4vflZEyn8UPA1H1I2Hz44avs2j9Ic2ud_twSw-0uisUBSdAhkWtukguvsCG0NvdeGIrfZAOSurMjUZHjYMXEmE5-1VNYRIHoDQ/s1600-h/lacroix.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5370832323837815330" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; CURSOR: hand; HEIGHT: 51px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhtmNh8G5PRKJkVy6D8Zj9wAqJJnV8vShzPxr3aNxsLc4vflZEyn8UPA1H1I2Hz44avs2j9Ic2ud_twSw-0uisUBSdAhkWtukguvsCG0NvdeGIrfZAOSurMjUZHjYMXEmE5-1VNYRIHoDQ/s320/lacroix.jpg" border="0" /></a></span></div><br /><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><div></div></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-12790860391888891822009-08-10T01:08:00.000-07:002009-08-10T23:34:28.412-07:00Cafe del Mar<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc5P8NE9wtZkiavrRFxhra1g1NptjZ1PJv8vneTw2-aJBuxcUm4bW2zW34FqNEVeftNj295WudtXVfDV1EjUnlvWfkjN3Pj9sZQ_GD_0TjyxaGjGqmvKySkCcacqdlgi0Wykh1RG1-B-Y/s1600-h/episode2n.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5368244414240897122" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; CURSOR: hand; HEIGHT: 100px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc5P8NE9wtZkiavrRFxhra1g1NptjZ1PJv8vneTw2-aJBuxcUm4bW2zW34FqNEVeftNj295WudtXVfDV1EjUnlvWfkjN3Pj9sZQ_GD_0TjyxaGjGqmvKySkCcacqdlgi0Wykh1RG1-B-Y/s320/episode2n.jpg" border="0" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Geceyarisini gecmisti. Yetistirmem gereken bir sunum uzerinde calisiyordum. Uzun bir suredir pesinden kostugum bir marka icin magaza concept calismasini sonunda almistim. Yaklasik 2 haftadir girmedigim moda ve tasarim blogu kalmamisti. Masamin yanindaki amberin ustunde dag gibi yukselen dergilerin uzerinden balkon kapisinin camina yansiyan dolunay dikkatimi cekene kadar son derece konsantre sekilde calisiyordum. Balkona cikip Davidoff'umdan bir nefes cekerken yuzumu aydinlatan ay isigi ile ruhumun serinledigini hissettim. Sehir oyle sessiz ve huzur doluydu ki..Ilerde gordugum bogazi aydinlatan kopru isiklari..koprunun ustunden gecen tek tuk araclar. Ulus'un yuksek binalarini aydinlatan sokak lambalari..karsi apartmanin en ust katinda salonu kaplayan plazmasinda korku filmi izleyen genc cift..Saat 2'ye geliyordu. CJ'in sesini duymak istiyordum.<br /><br />O da benim gibi geceyi uzun yasamayi seviyordu. Uyuyorsa nasilsa cebini sessize almistir dusuncesiyle aradim. Uykulu ama dunyanin en tatli sesiyle "Canim" diye acti. Sesini duymak icin aradigimi soyledigimde sesi daha da tatli bir tona gecti. CJ'de buldugum ne, tam olarak ifade edemiyorum. Tek bildigim O'ndan cok hoslaniyorum. Ertesi gun gidecegimiz Modern gezisini konustuk. Sarkis retrospektifi icin bir suredir bekliyorduk. Zabunyan'i ilk kez Paris'te katran enstruksiyonlarindan olusan bir sergide tanimis ve cok etkilenmistim. Istanbul Modern'deki bu sergisinde ise sanatinin degisik donemlerinden basyapitlari, bazilarini yeniden yorumlayarak kullanacakti. Enstruksiyon ve performans sanatini harmanlayan sanatcilara gercekten hayranlik duyuyorum. New York'da yasadigim donem zaman zaman Guggenheim Modern Sanat Muzesi'nde buna benzer bir cok performans gormus olmama ragmen, cok azi 2 sene once Selin'in kolumdan tutarak surukledigi Marina Abramovic'in "Seven Easy Pieces" performansi kadar beni etkileyebilmistir. Ciplak vucudunu keserek bir tuval gibi kullanan, ziyaretcilerin uzerinde yurudukleri tahta platform altinda masturbasyon yaparken izleyenleri davetkar bir sesle eslik etmeye cagiran, sahnede olu bir tavsanin tuylerini agziyla yolan bu kadinin sanat mi yoksa bir delilik mi sergiledigini soruyor olabilirsiniz. Sanat sadece duygularimiza hitap eden estetik bir "deger" midir? Yoksa duyularimizi provoke eden, gorduklerimizin gerisinde daha derin mesajlar yansitarak bizi dusunduren bir ifade sekli midir? Lirik bir soprano'nun Puccini yorumundan, cop kovalarina supurge sopasi ile vurarak muzik yapan gruplara kadar aslinda cok genis bir spekturumdan bakmamizi saglamasi, sanatin aslinda belirli bir kalip icermediginin kaniti degil mi? Gecenin bir yarisi hoslandigim kisi ile bunlari konusmak cogu kisi icin bizim deli oldugumuzu dusundurebilir..ama CJ herkes degil, ve O'ndan bu yuzden hoslaniyorum.<br /><br />CJ ile ilgili kendimi boslukta hissettigim bir alan oldugunu gecen aksam gittigimiz Mario Frangoulis konserinde farkettim. Daha once yasadigi iliskiler ve ilgisini ceken kisilerle ilgili detaylar vermeye basladigi andan itibaren benden ne sekilde hoslandigini dusunmeden yapamiyorum. Anlattigi tipler ne goruntu ne de tarz olarak bana benzemiyor..Uzun zamandir kimse ile paylasmadigim turden bir derinlik hissetmeye basladigim icin bu beni daha da dusunduruyor. Ilk basta cok fazla derin dusunmeyecegim ve sadece iyi vakit gecirecegim seklinde yola cikmisken, su an midemde bir yanma hissi uyandiran bu duygunun ask olup olmadigini kendime bile sormaya cekiniyorum. En son asik oldugumda yasadigim hisleri dusundukce, CJ ile bu tur bir olasi yakinlasmanin hayatimi nasil etkilecegi konusunda gercekten korktugumu hissediyorum.</span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">O'na karsi olan hislerimin ciddiyetini, konserden bir gun once bana gelip yemek yaptigi aksam farkettim. Yemek sonrasi "bu isik fazla" diyerek tum isiklari kapatip mum isiginda gozlerime bakarak aslinda su ana kadar tek etkilendigi kisiden bahsetmeye basladiginda cok da umursamayacagimi dusundugum bu hikayenin beni incitecegini acikcasi hesaba katmamistim. Iliski anlaminda birsey yasamadigini, su ana kadar yuzeysel seyler yasadigini ama bundan birkac ay once gercekten birlikte olmak istedigi biri ile karsilastigindan bahsediyordu. Hepimizin gecmisinde etkilendigi birileri oldu. Bunda garip birsey yok. Ancak soyledigi birsey var ki, benimle ilgili ne dusundugunu ya da dusunmedigini cok net yansitiyordu. Bu bahsettigi kisinin yas olarak kendine yakin kisilerden hoslandigini belirtmesinden dolayi kendisi bir adim atmaya cekindigini soyledi. Beni bundan daha cok carpan sozler ise bu kisi ile bir turlu konusmaya cesaret edememesinin nedeni, onunla ilerde olasi bir birlikteligin onune set cekebileceginden korkmasiydi. Duygularimi kelimelerle iyi ifade ettigime inanmama ragmen, bu cumle beni tamamen kitlemisti. Daha once yasadiklarini benimle paylasmasi O'nu daha yakindan tanimam icin cok ozeldi..ama bu hikayenin icinde "aslinda hala" hoslandigi birinden bahsetmesi ve gelecekte bu kisi ile birsey yasama istegi kalbimi acitmisti. Neden karsima hep daha onceden bitiremedigi duygularini bana yansitan kisiler cikiyor? Hoslandigim birinden "su an karsimda duran kisi benim icin ozel ve gecmisin bir onemi yok" gibi birsey duymam bu kadar mi zor? Ben neden ilgi duydugum kisilere sanki daha once hicbirsey yasamamisim safliginda yaklasiyorum? O an CJ'in hayatimin neresinde olmasini istedigim konusunda buyuk bir soru isareti ile karsi karsiya kaldim. Bir gece sonrasinda konserde ona bunu cok yansitmadim. Onunla ilgili kafam cok karismis olmasina karsin bildigim tek sey o gece, o konserde yanimda olmasini istedigim tek kisi vardi, ve O yanimdaydi.<br /><br />Bu konuyu ne Asli'ya ne de Berk'e acmadim. Berk her ne kadar iliskilere daha cinsel odakli baksa da benim incinmem konusunda cok hassastir. Iliskiler konusunda yasadigim bir hezimet sonrasinda beni icmeye goturdugu aksam bu hayatta onun icin en onemli 3 kisi oldugunu, bu uclunun Annesi, kardesi ve Ben oldugumu soylediginde kendimi bu inanilmaz hos adamin en degerli listesinde oldugum icin cok ozel hissetmistim. Benim cocuksu bir yanim oldugunu ve bazen bana sarilarak icine sokmak istedigini soylerken, bu capkin cocugun kizlara karsi neden bu kadar duygusuz yaklastigini anlayamiyorum. Asli buyuk ihtimalle bu konuda kendimi geri cekmem gerektigini, artik "gercekten" benden hoslanan biri ile bir iliski yasamamin zamani geldigini soyleyecektir. Peki ben ne istiyorum? Karsimda farkli oldugunu dusundugum, gulumsemesinden bana dokunusuna kadar herseyi ile ruhumu oksayan biri varken kendimi savunmasiz hissetmekten guvenli bir alana nasil geri cekebilirim? Kendimi cok guclu hissettigim kalemde uzun bir sureden sonra ilk kez biri yuksek duvarlardan asmayi basardi..ve ben ne yapacagimi bilmiyorum. Konser sonrasi eve geldigimde yatagima uzanmis, tum bu sorulari kendime sorarken iPod'umda O'nunla birlikte dinledigimiz Cafe del Mar'dan "Adios Ayer" donmeye basladi..o ana kadar sozlerine cok dikkat etmemistim, ve aslinda O'na karsi hissettiklerimi birebir yansitiyordu..<br /><br />Thinking of tomorrow<br />With the sunset in your eyes<br />I feel everything and sorrow<br />So I have to say goodbye<br />Didn`t think that we would love like this<br /><br />I never thought that I would care<br />Slowly now I read the writing<br />It can free us if we dare<br /><br />If there is<br />New love<br />New ways<br />New changes in our lives<br />Those times will last forever<br /><br />If there is<br />New love<br />New ways<br />New changes in our lives<br />Those times will last forever<br />And ever..</span><br /><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwaR72Ai7tfhfinFcVSy7oU8ZvFzCYpthtj0FRNE3WZg_fRwBcE_DkBmGDqTdfsNsx9jiwGOzPC00SA4V1hCy9OsIOx1sd7PKSoGOYjxQ5kYcLLr04BAG7CIjc6PQDh-mxQF7o8ZRnRCY/s1600-h/lacroix.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5368244253334183858" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; CURSOR: hand; HEIGHT: 51px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwaR72Ai7tfhfinFcVSy7oU8ZvFzCYpthtj0FRNE3WZg_fRwBcE_DkBmGDqTdfsNsx9jiwGOzPC00SA4V1hCy9OsIOx1sd7PKSoGOYjxQ5kYcLLr04BAG7CIjc6PQDh-mxQF7o8ZRnRCY/s320/lacroix.jpg" border="0" /></a></span><br /><br /><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-53260619593030828532009-08-04T04:25:00.000-07:002009-08-02T04:05:37.174-07:00Celebration<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikAGz0iqyYeC3WEGdEutq5KifJfzEbVpg1i4E_G7IKmRFo_Ip1HdVm2Y61ISdh4fioEiEp6rKuBCgfgSLdlPoj_T6TRD1WmPJ9PlBYHJKA3x_QZTXU2JvllEX4quQvVXmM-pv2gc9FIuY/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5365292156034124754" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikAGz0iqyYeC3WEGdEutq5KifJfzEbVpg1i4E_G7IKmRFo_Ip1HdVm2Y61ISdh4fioEiEp6rKuBCgfgSLdlPoj_T6TRD1WmPJ9PlBYHJKA3x_QZTXU2JvllEX4quQvVXmM-pv2gc9FIuY/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Yemek siparisi vermek icin oda servisini aradigimda yaklasik 3 gundur odadan cikmadigimizi farkettim. Isin garip olan kismi Bodrum daha once benim icin hic bu kadar eglenceli ve atesli bir yer olmamisti! :) </span>
<br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span>
<br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Teras partisinden sonra CJ ile hemen hemen her gun gorusmeye baslamistik. Aksamlari eve gelmeden once Makro’ya ugramak, reyonlar arasinda dolasirken O’nu dusunmek, eve hizlica gelip onun icin yemek yapmak..sonra kapinin calisi ve karsinizda duran o sevimli yuz ve muhtesem vucut. Uzun suredir kimseden bu sekilde bahsettigimi hatirlamiyorum. Ceren, Asli ve Mert’le Tribeca’da aksam yemegi icin biraraya geldigimizde CJ ile Bodrum’a 3 gunluk bir kacamak yapacagimi soyledigimdeki yuz ifadeleri cidden gormeye degerdi. “Ne zamandir birliktesiniz?”, “Ne is yapiyormus?”, “Gercekten cok hos biri” ve beklenen soru “Kac yasinda?” :)</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">
<br /></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><div>
<br />Uzun bir suredir tanistigim kisilere gereginden fazla anlam yuklemeye calistigimi sanirim bu iliski ile daha net gorebildim. Gun boyunca tek dusundugum bir an once O’nunla bulusmak ve yataktan hic cikmamakti! Cok da komplike bir kriter degil sanirim :) Ceren’in iliskilerdeki “101 kuralina” ters dusen bu gelisme, o gece masanin hit konusuydu. Onun icin bir iliskide her iki taraf da benzer kosullarda olmali. Benzer maddi stabilite, benzer cevreler, benzer ilgi alanlari ve benzer yaslar! Gerci gecen aksam Buzz’da katildigi partide 20’lik bir DJ’in kucaginda “scratch” yaparken pek bu kriterleri dusundugunu sanmiyorum :) Uzatmali sevgilisinden sonunda ayrilmisti. Tum o aldatmalar, cocugun eski sevgilisi ile yeniden biraraya gelmek istedigini soylemesi, sonrasinda bir gecelik kacamak seklinde Ceren’le birlikte olup bunu yeniden bir iliskiye donusturme girisimleri ve hikayenin sonunda hem Ceren’i hem de eski sevgilisini birakarak yeni bir okyanusa yelken acmasi sonrasinda hemen hemen tum yemeklerimizin tatli oncesi muhabbeti yine bu yakisikli fotografciydi. Selin de herseye sahip, guclu ve cok cekici bir kadin olmasina karsin haftasonu icin gittigi Yunan adalarindan birinde asik oldugu motel sahibi Yunan tanrisi icin uzun sure teoriler gelistirmis hatta adamin yeni acacagi café icin tum tanitim malzemelerini ekibine ucretsiz calistirmisti. Sonunda gelinen nokta acilmayan ve sonrasinda geri donulmeyen telefonlar! Asli da uzatmali sevgilisi icin yaptigi kucuk hosluklardan her seferinde husranla geri dondugunde bana telefonda bir sonra yapacagi hoslugu heyecanla anlatirken aslinda bosa kurek cektigini ama yine de ondan kendini alamadigini satir aralarinda itiraf ediyordu. Artik kadinlarin kendilerine kotu davranan erkeklerden hoslandigi gibi bir tezim var :)</div>
<br /><div>Cumartesi aksami sinirsiz Bacardi ve Cosmo esliginde Mert’in evinde toplanmaya karar verdik. Uzun suredir tum grup biraraya gelememistik. Cem bir suredir is icin Londra’daydi. Selin dergisinin son sayisi icin Avusturalya aciklarinda batmakta olan bir adaya cekim icin gitmis, sonrasinda uzak dogu alisveris cilginligina kapilarak gezisini bir hafta uzatmisti. Ceren de yeni baslayan futbol sezonu icin takimin tanitim organizasyonlari ile mesguldu. Asli ve Berk kisa haftasonu kacamaklari disinda yazi genelde Istanbul’da gecirmisti. Mert’in Cihangir’deki kucuk catikati dairesini seviyorum. Beyoglu gecelerine akmadan once alkol sinirini zorlamak icin mutlak ugradigimiz bir pre-party noktasidir burasi :) Mert cok basarili bir avukat olmasinin yani sira cok iyi bir barmendir. O gece Mert’in uzun bir aradan sonra ilk kez bizimle tanistirdigi erkek arkadasi da aramizdaydi. Onu bir suredir bu kadar mutlu gordugumu animsamiyorum. Ozellikle cocugu bizimle tanistirirken cok heyecanliydi. Ailesi ile birlikte gemi ticareti yapan, Fred Perry gomlegi ve keten Hilfiger pantolonu ile tarz sahibi sevimli biriydi. Son derece rahat ve sempatikti, ve bizim gibi disli bir gruba hemen adapte olmustu. Sevgilinin kendi arkadaslarinla sen bir caba gostermeden kaynasabilmesi bence onemli birsey. Hatta bunun iliskide daha farkli bir boyut actigini dusunuyorum. Asli’nin su lafini hep animsiyorum. Yasadigim sacma sapan bir date sonrasinda gece yarisi Starbucks’dan kaptigi bir sicak cikolata ve cookie ile apar topar beni evden toparlayip sahilde arabanin icinde moral vermeye calisirken “bir gun sana ulasamadigimizda nerde oldugunu ogrenmek icin arayacagimiz, senin yaninda oldugu icin icimizin rahat olacagi O kisi karsina cikacak, ve gercek iliski neymis bunu o zaman anlayacaksin” demisti. Bunun dusuncesi bile o kadar guzel ki..bu soz sadece o geceyi kurtarmakla kalmamis sonrasinda iliskilere bakis acimi da etkilemisti.</div>
<br /><div>Gecenin ilerleyen saatlerinde CJ de bize katildi. Guzel yemek, kaliteli peynir ve kirmizi sarabin bol oldugu uzun bir masa, her zaman benim icin orda olacagini bildigim dostlarim, yeni duygulara yelken actigim genc sevgilim ve muhtesem bir Istanbul silueti esliginde Cihangir’de essiz bir yaz aksami..bazi seyler gercekten yasanmak icin sirasini bekliyor. Bunu simdi gorebiliyorum. Geceye sahildeki kluplerden birinde devam etmeye karar verdik. Bogazin o renkli isiklari altinda onunla dans ederken o an hicbirseyin onemi yoktu..sadece O ve ben..It’s a “celebration”.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMi9rd1ew8R5op6CrNdrKpEd0NmaW9gciGodcd1EbJ8FBRhYF1ZDDeeym8ynE8zloOKWzN2npn3yKdtKvJxHabDcC0nqz8b1vQ4e3cYKF_vJwociwLFSXVscVdfx18QmGz_CCj0dJgBjg/s1600-h/lacroix.jpg"></a></div>
<br /><div></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqbAlvTIySyZUl7wDre8gX0aUTTQqKoHkV-FKcPk3zlNx-ujKVfD7hhHK-El5bq9ZuHUfFTfDkdVcc8yJlo1WEZ7NRQHbptf7gXWc-vwRWxWGLn8bMt1MEtraQ6gRleuOGCYiu36a8TOM/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5365298223624189362" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqbAlvTIySyZUl7wDre8gX0aUTTQqKoHkV-FKcPk3zlNx-ujKVfD7hhHK-El5bq9ZuHUfFTfDkdVcc8yJlo1WEZ7NRQHbptf7gXWc-vwRWxWGLn8bMt1MEtraQ6gRleuOGCYiu36a8TOM/s320/lacroix.jpg" /></a>
<br /><div></div>
<br /><div></div>
<br /><div></div><div></div>
<br /><div>© 2009 Sextourage.com All rights reserved. </div>
<br /><div></span></div>
<br /><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dyJVLOXAdJ5EPiJZUcwGA1IQTkalmiKRBtn2oeKbb_BOeUt1LkQt1ZOtcATrRff8GUbPAI4SWG1W2uj9eC8CQ' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>
<br /></span>
<br />Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-65740777295242030422009-07-28T21:36:00.000-07:002009-07-27T21:54:20.743-07:00Amazing<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvR_Qysdc23DfF3LCAt8STnAETpWcjRPW3rH96SnbXbdEitqDCLuI04dh_WG-O4ByNMieMc_bZPouDtcUd_NDXYVn5lr8QKk1wvwy-yx1jMb7n2eWsXXZxhm-WAGY9rkGVLT8nOL-MW3Y/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5363368177537034930" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvR_Qysdc23DfF3LCAt8STnAETpWcjRPW3rH96SnbXbdEitqDCLuI04dh_WG-O4ByNMieMc_bZPouDtcUd_NDXYVn5lr8QKk1wvwy-yx1jMb7n2eWsXXZxhm-WAGY9rkGVLT8nOL-MW3Y/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Yeni bir proje icin uzun zamandir islerini takip ettigim butik bir ajansla sonunda toplanti ayarlamistim. Yaklasik 3 haftadir ajans baskani ile bir turlu ajandalarimizi senkronize edememistik. Nisantasi'nda yasadigim donemde ayni yerde yogaya gidiyorduk ve muhabbetimiz iyidi. O zamanlar bir ajans sahibi degildi tabiki. Kendi basina PR danismanligi veriyordu, ama sahip oldugu network sayesinde buyuk markalarla calisiyordu. Maddi anlamda hicbir endisesi olmayan birinin bu denli is hayatinin icerisinde mucadele vermesini gercekten takdir ediyorum. Tanidigim benzer profiller yazlarini Turkbuku'nde, kislarini İsvicre kayak merkezlerinden sehre dondukleri aralarda oyalanmak icin kurduklari sirketlerin Armani Casa imzali tik masalarinin basinda gecirirken, Pelin bu kriz donemine karsin sektorde kendine iyi bir yer edinmis butik bir ajans kurmustu. BlackBerry'imi masanin ustunde unuttugumu farkettigimde Nisantasi'ni coktan gecmistim. Telefonsuz bir hayat benim icin basli basina bir soru isareti iken kisaca BB dedigim bu aletlerin hayatimin kontrolunu ne zaman ele gecirdigini dusunmeye calisiyorum. Apar topar arabayi geri dondurup ofise geldigimde islerimin takibinden havaalaninda sunumlari incelemeye, arabada blogumu guncellemeden aksamki konser icin organizasyon yapmaya kadar daha sayamadigim bircok isi bu kucuk ekrandan yonettigimi farkettim.</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br /><br /><div><div>Hava cok sicakti ve Beyoğlu tam anlamiyla yaniyordu. Gec kalmamak adina Arnavut kaldirimlarini yeni ayakkabilarimla hizlica arsinladigim bir anda arkamdan bir ses duydum: "Kimden kaciyorsun?" Sadece guzel bir gece gecirdiginiz ama sonrasinda bir daha gormediginiz bir fuckbuddy'niz eminim olmustur. Olmamissa da bunun hayatinizda bir eksik oldugunu savunmuyorum :) Sesinden tanimamis olsam da yuzunu gordugum an tabiki kim oldugunu hatirladim. Onunla ilgili aklimda kalan en son kare Cihangir'de bogaza bakan loftunun asma katinda yerde sirt ustu yatarken gunes isiginin yuzune vurusu ve o meleksi ifadesiydi. Yanindan kalkerken yanagina bir opucuk kondurdugumda beni kendine cekip gitmemem icin nedenler saymasi ve saten pikenin altinda aslinda en buyuk (!) nedeni sakliyor olmasi da sanirim daha baska bir hikayenin konusu olabilir :) "Seni cok aradim, ama sanirim yine yurtdisindaydin" diye lafa girdi. Aslinda o gece sonrasinda onunla neden gorusmedigimi ben de animsamiyordum. Cok hos biriydi. Kendine ait bir isi vardi. Benzer background'lardan geliyorduk. Ama onda bizi bir iliskiye goturecek cesareti gorememistim. O an, sadece "takilarak" baslayan iletisimlerin bir "iliskiye" donusebilecegi gercegini gozardi ederek hep o "muhtesem" baslangici aradigimi farkettim. Arka planda Puccini calarken bizi kapimizin onunde operek "aradigim Sen'sin" diyecek kisiyi beklerken burnumuzun dibinde duran firsatlari kacirabiliyoruz. Ayakustu kisa bir durum update'inden sonra bana kibarca telefon numarasini yeniden verdi. Kibarca diyorum cunku ne telefonunun bende hala kayitli olup olmadigini sorguladi; ne de beni aciklama yapmami gerektirecek zor bir duruma dusurdu. Gecen hafta yasadigim "Msn'de beni nasil block'larsin" maskaraligindan sonra bu kaldirabilecegimden cok daha ince bir hareketti.</div><br /><div>Ben bu tesadufi gorusmenin etkisi altinda Beyoglu kalabaligini yararak toplantiya yetismeye calisirken, Bogaz'in diger yakasinda gardrobunu tum dunyaya acmaya hazirlanan bir kadin heyecanla beni ariyordu. Asli sonunda blogunu tamamlamisti. Tek eksik ilk satisa cikacak 3 parcanin fotograf cekimiydi. Cumartesi gunu sabahin korunde Cihangir'de ortalik henuz sakinken cekim yapmaya karar verdik. Produksiyon icin hazirlik yapabilecegimiz mekan secimimiz tabiki Cosmo muhabbetlerimizin merkezi Whitemill'den baska bir yer olamazdi. Asli'nin tek basina dogumgununu kutladigi, benim bir date'im sirasinda merdivenlerinden paldir kuldur yeri boyladigim, Berk'in evine gecmeden once kizlari sarhos ettigi son vurus noktasi, Ceren'in erkek arkadasi ile sert kavgalarindan sonra bir iki kadehle bir sonraki round icin guc topladigi bu mekan bizim Cihangir kalemiz diyebiliriz. Kanyon Num Num, Nisantasi House ve Cihangir Whitemill'deki garsonlarin artik konusmalarimizin akisina gore mendil getirmek ya da sampanya patlatmak arasinda insiyatif kullanabilecek derecede bizim grubun bir parcasi olduklarini dusunuyorum :) </div><br /><div></div><div>Cekimden sonra Bankaci ile bir kahve icmek icin Bebek'te bulustuk. Konser sonrasi ilk kez biraraya geliyorduk. Balet ile yurumemisti ve sanirim yine ilgi alanina girmistim :) Cilekli waffle ve sicakta yaklasik 1 saat kadar yurudukten sonra aksam bizimkilerle gidecegimiz teras partisine hazirlanmak icin ordan ayrildim. Moda tasarimi uzerine sansini denemek icin Italya'ya tasinan metin yazari bir arkadasimizin vedasi icin biraraya geliyorduk. Arnavutkoy'deki sevimli terasinda kucuk bir veda partisi olarak lanse ettigi bu fashionista etkinligin, gecenin ilerleyen saatlerinde evin icine sigmayip sahile tasacak bir teenage etkinligine donusecegini tabiki tahmin ediyordum. Asli ve Berk'in yanindan bir kadeh sarap almak icin salona gectigimde karsi koseden beni izleyen bir cift merakli gozu farkettim. Benim boylarimda cok tatli biri bana gulumsuyordu. Yaninda arkadaslari da vardi, ama o bana odaklanmis gibiydi. Terasa ciktigimda benimkilere ondan bahsettim. Berk tabiki benim icin bu gecenin odul sekerinin o oldugunu ve onu kolundan tuttugum gibi eve atmami soylerken, Asli benim kaderimin bu evde ve bu kisi ile yazilmadigini soyluyordu! Bu expression Asli ile aramizda bir espridir :) Yas ortalamasinin 18 sinirlarinda dolastigi bu partiden erken ayrilmayi dusunurken birden ilgimi ceken birsey olmustu. Sagimda ve solumda duran meleklerimi terasta birakarak iceri girdim. O yoktu. O an "Tanrim, onunla goz goze geldigim an bu hamleyi atmaliydim" diye kendi kendime soylenmeye baslayacaktim ki sirtimdan bir bardak soguk Bacardi'nin aktigini hissettim! Gizemli karakterimiz elindeki bardagi yanlislikla! carparak ustume dokmustu. Bir an bunun tanismak icin ucuz bir numara oldugunu dusunsem de yuzunun kizarmasindan bunun bir setup olmadigi cok belliydi. Tabiki bu olayin tanismamizi hizlandirdigini ve daha farkli bir boyuta tasidigini inkar edemem :) Gomlegi degistirmem icin beni eve birakmasi ve sonrasinda salonumdaki antik kilim uzerinde gecirdigimiz uzun bir gecenin ardindan, benimle tanismak icin etrafimda saskinca dolanirken heyecandan uzerime ickiyi doktugunu itiraf etti.</span></div></div><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><div>Uzun bir aradan sonra ilk kez biri ile vakit gecirirken gun icinde yapacagim diger seyleri dusunmedigimi farkettim. BlackBerry'imin bile nerde oldugunu bilmiyordum! :) O anin tadini cikarmak, sorumsuzca yatakta biriyle donup durmak, kahvalti edip sonra yine sevismek. Hayatta bazen birseyleri oluruna birakinca yasayacaklarimiz tahmin ettigimizden cok daha heyecan verici olabiliyor...and it feels amazing!</div><br /><div></div><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN1F5sb6QNrm0cQqDk_qiv8SD1D5y4ganP5mjGnWtea9ubMXcMm0Ovkmd0c0_65V613KfMzlpELfoLSa-aB44X5213IRKxX6dgFJYdgXONNg8PNEBa4YiYyAM-RNaWheZo3us5kHS3Ho0/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5363367045666234130" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjN1F5sb6QNrm0cQqDk_qiv8SD1D5y4ganP5mjGnWtea9ubMXcMm0Ovkmd0c0_65V613KfMzlpELfoLSa-aB44X5213IRKxX6dgFJYdgXONNg8PNEBa4YiYyAM-RNaWheZo3us5kHS3Ho0/s320/lacroix.jpg" /></a></span></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-44030374212844843192009-07-20T08:19:00.000-07:002009-07-20T08:38:42.056-07:00Achilles Heel<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRnfMS_7DfJv1PyJ1UeykdFfXKPFEASGyHCvQvtRh5t9mvYept0ahDRRXCVhbyWD5Ihr5_0m63flpPRwg74deqXtqh94gDsr1sE8L8278BjZnpOyWt5efXvc9GFLKc3cV1n3HLqljTL3o/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5360563305805615570" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRnfMS_7DfJv1PyJ1UeykdFfXKPFEASGyHCvQvtRh5t9mvYept0ahDRRXCVhbyWD5Ihr5_0m63flpPRwg74deqXtqh94gDsr1sE8L8278BjZnpOyWt5efXvc9GFLKc3cV1n3HLqljTL3o/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Havaalanlari bana her zaman sabahin ilk isiklarini ve yeni bir dunyanin gizemli kesfini cagristiriyor. Buyuk ihtimalle bunun en buyuk nedeni ilk kez tek basima Londra'ya yaz okulu icin giderken hissettigim o duygu. 12 yasindaydim ve o sabah ile ilgili hafizama yer etmis en muhtesem karelerden biri ucagin bulutlara eristigi noktada ufuktan yukselen gunesin yaydigi goz kamastirici ama bakmaniza izin verecek kadar davetkar isik huzmeleriydi. Bana yeni bir dunyaya olan yolculugumda eslik eden isik. Kolej yillarimin basinda arkadaslarimla haftasonlari Pizza Hut ve sinemaya giderken bile annemin escortlari esliginde bir kacma kovalamaca yasarken birden tek basima koca bir kitayi asarak bu muhtesem sehre gidiyor olmak o yasta bir cocuk icin buyuk bir adimdi. Havaalanlarinda yasadigim heyecanlarin zaman icinde biraz daha farkli bir boyut kazandigini soyleyebilirim :) Barcelona donusu havaalaninda karsimda oturan Surfer gibi.<br /><br />Barcelona havaalaninin o sevdigim upuzun duty free'sinde vakit gecirdikten sonra kendime bir WiFi spot bulup maillerime bakiyordum. Bir sure sonra o kadar bos alan icerisinde tam karsima birinin oturdugunu farkettim. Basimi kaldirdigimda bana gulumseyen bir cift mavi goz gordum. Yurtdisinda insan iliskilerinin bize oranla daha net oldugunu soyleyebiliriz; ama bazi kacamak bakislarin kocaman bir gulumsemeye donustugu anlar beni bile bazen kitleyebiliyor. Ben de gulumsedim ve yeniden Mac'min ekranina gomuldum. O sirada birkac kisi daha bizim oldugumuz bolume geldi. Bir an wireless ceken tek alanin orasi olabileceginden dolayi onun da karsima oturmus oldugunu dusundum :) Ama bir sonraki adim bu tezimi hizlica curuttu. Nereye gittigini, nerden geldigini bilmedigim bu yabanci Istanbul ucagini bekledigimiz peronunun onunde sira beklerken birden arkamda belirdi. Kafami cevirdigimde omuz omuza oldugumuzu farkettim ve beklenen konusma gerceklesti: "Merhaba, bu sira Istanbul icin degil mi?" Bu tur tesaduflerin sonunda bir yere varmayacagini bilseniz de sadece o ani yasamis olmak bile size farkli bir enerji verir ya. Iste oyle bir andi. Barcelona'da mimarlik okudugunu, surf meraki yuzunden Cesme Alacati'ya gittigini, sonrasinda da 1-2 gun Istanbul'da gecirecegini soyledi. Ucakta yan yana oturmadik, indikten sonra birbirimize ulasabilecegimiz herhangi bir iletisim bilgisi de vermedik. O andi bunu guzel yapan, ve ikimiz de bunu biliyorduk.<br /><br />Ben sehirde yokken iki kadinin guc savasi kirmizinin hakim oldugu bir reklam ajansinda dalga dalga yayiliyordu. Asli'nin patronu ile girdigi "dress code" polemiginin ona yeni bir kapi acacagini, beni ilk tartismadan sonra aglayarak aradigi gun ikimiz de bilemezdik :) Zaten elden cikarmak istedigi bazi kiyafetlerini bir websitesi uzerinden satisa cikarmaya karar verdigini ve her kiyafetle yasadigi en major hikayesini de bu bloga ekleyecegini soylediginde cevremde neden hep "smart" kisileri tuttugumu bir kez daha farkettim :) Bu acik arttirma her ne kadar Diana'nin kraliyet ailesinden afaroz edildigi donemde yaptigi auction ile dunya karsisinda saraya sergiledigi baskaldiri ile kiyaslanamasa da alt satir olarak bu girisimi bir "kadinin degisim cigligi" olarak yorumlamak zor degil. Birinden ayrildigimiz zaman ilk once onun resimlerini, sizinkinin yaninda duran dis fircasini, sizde kalmis birkac esyasini, yastiginiza sinmis olan parfumunu ya da size almis oldugu ufak tefek aksesuarlari bir kutuya koyup en yakin arkadasina gondererek O'ndan uzaklastigimizi dusunmek gibi. Bazen bu bahar temizligini baska birinin duygulari ile oynayarak daha farkli bir boyuta tasiyanlar da var. Little Devil gibi. Ilk konusmamizda beni mesafeli oldugum icin cekici buldugunu soyleyen, ikinci konusmamizda yurtdisindayken online oldugum zamanlarda cevap veremezsem yanlis anlar dusuncesiyle onu Msn'de engelledigim icin buyuk bir olay cikaran, benim tum 'bak daha tanismadik, sen buyuk ihtimalle kafanda bitiremedigin bir iliskiyi benimle bu sekilde tartisarak ben O kisi gibiymisim gibi bana yansitiyorsun' uyarilarima 'ben onu bitirdim, su an sen varsin ve ne istedigimi biliyorum" gibi yanitlar veren Little Devil. Aslinda ona bu ismi vermemin nedeni yaptigimiz konusmalardan birinde benim iPod'umda "even the devil wouldn't recognize you" donuyor olmasi :) Yoksa iyi kalpli biri oldugundan eminim! Ancak is iliskilere geldiginde siz ne kadar karsi taraftan olgun davransaniz da O'nun soyledigi bazi sozlere inanmak istiyorsunuz. Buyuk heyecanla bekledigini soyledigi ilk yuz yuze tanismamiza evinin dibinde bulusmamiza karsin 15 dk gec gelen, sonrasinda da bu gec kalmanin ex-erkek arkadasi ile telefonda yaptigi bir gorusmeden dolayi oldugunu anlatirken goz yaslarina bogulan bu kisiye karsi siz olsaniz nasil yaklasirdiniz? Tabiki dinledim..yaklasik 2 saat kadar bana onu unutamadigini, nasil bu noktaya geldiklerini anlayamadigini, artik beraber olamasalar bile O'nun gibi birini bir daha asla bulamayacagini soylerken kendini dusurdugu durumun farkinda miydi cok merak ediyorum! Daha tanismadan birbirine anlamlar yukleyen kisileri anlamiyorum; ama biri ile "date" olarak bulusuyorsan ve ona tanismadan "buyuk" laflar ediyorsan o zaman tanistiginizda karsi taraftan o sekilde etkilenmesen bile en azindan "karsima O'nun gibi biri asla cikmayacak biliyorum" gibi tum konustugunuz seyleri yerle bir eden bir cumle kurmazsin. Cesme'den donerken arabada bunlari dusunuyordum ki guney sahillerinden atesi yuksek bir erkek iliskiler konusunda destek icin telefonumu caldiriyordu. Berk haftasonu icin Bodrum'a gitmisti ve yaninda sadece yatagini paylastigi bir kiz arkadasi da vardi. Ancak uzun suredir pesinde kostugu ve takinti haline getirdigi baska bir kizla Burc Beach'de karsilasmisti; ve ne yapmasi gerektigi konusunda acil yardim almak icin kendini bara atarak beni aramisti. Erkeklerin henuz cinsel bir yakinlasmaya girmedigi kizlari biraz daha kutsal ve erisilmez bir noktaya koydugu bir gercek. Dolce'nin de Berk icin bu kategoride bir kiz oldugunu dusunuyordum bir suredir. Ancak gectigimiz haftalarda yasadigi iliski bunalimi sirasinda da digerlerini kiyasladigi kisinin hep Dolce oldugunu dusundugumde Berk gibi iflah olmaz bir Sex Tanrisinin bile bir kiz karsisinda savunmasiz bir noktasinin oldugunu gormek benim icin cesaret vericiydi. Achilles Heel :)<br /><br />Bizi en kiran kisinin bile bir baskasi tarafindan incinebildigini gorebiliyoruz. Bu kimi zaman bizim gozumuzun onunde gerceklesiyor, kimi zaman haberimiz bile olmayabiliyor. Kabbalah dusunce sistemine gore bize hayatimizin bir doneminde kotu davranmis kisilerle icimizde barisip onlar icin iyi seyler dilememizin bize isik olarak geri donecegine inanilir. Isik da Tanri'nin bu dunya uzerindeki yansimasidir. Ucagimin kalkisini bekledigim peronda bu yazimi tamamlamaya calisirken arkadaslik ya da duygusal anlamda beni kiran kimse icin kotu dileklerimin olmadigini farkettim. Bizi kiran ya da bilincli olarak bize zarar vermek isteyen pek cok kisi, biz onlarin aci cektigini gorelim ya da gormeyelim hic farkinda olmadiklari o karanlik icinde debelenip duracaklar. Onlar icin tek dilegim uzaktan o isigi gorup ona ulasmak istediklerinde onlar icin artik cok gec olmamasi. Bulutlarin icinden alcalmaya basladigimizda bu gizemli sehir bir kez daha tum isiltisiyla beni karsiliyor. Yeni bilinmezlikler ve heyecanla bekledigim surprizleriyle.</span><br /><br /><div><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYpK3v2Fq1VkD6-qxlH7lEPvmE8B8uuz-RS3jLkRStRyyShGTvE1JVVUnNEgPLENfULoOQ8GGcmm8bQH9odgIlT0ubswzRu5hwsnzb_r_ZVmEVBbJwTQwRFR5Gnfv53pQ0O2mh6-NOzys/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5360563043603132642" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYpK3v2Fq1VkD6-qxlH7lEPvmE8B8uuz-RS3jLkRStRyyShGTvE1JVVUnNEgPLENfULoOQ8GGcmm8bQH9odgIlT0ubswzRu5hwsnzb_r_ZVmEVBbJwTQwRFR5Gnfv53pQ0O2mh6-NOzys/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><br /><div></div><br /><div></div><br /><div></div></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-41497380361795454862009-07-11T05:53:00.000-07:002009-07-11T12:49:42.510-07:00The Little Prince<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE-W8QIjbUp1ziTf-byPbpATBHNSSmUhvw5h_Je8tzzjHJCcvFL7vkWAvL3-yYU1q9x1tgu1H4oZjHJYvFtW0aysLAL1YygS6U80ocox4ovy9Sn7Ruyff4rdTmy6_4WRoFXCdT7Kegp50/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5357186244423781474" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE-W8QIjbUp1ziTf-byPbpATBHNSSmUhvw5h_Je8tzzjHJCcvFL7vkWAvL3-yYU1q9x1tgu1H4oZjHJYvFtW0aysLAL1YygS6U80ocox4ovy9Sn7Ruyff4rdTmy6_4WRoFXCdT7Kegp50/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Bir iliskiye basladiginizda ‘tekil benliginizi’ deri bir kilif icerisine yerlestirip dolabinizdaki favori Prada’nizin yanina asmaniz mi gerekir? Geceler boyu tek basiniza yataginiza uzanmis tavani izlerken uzerine saatlerce kafa yordugunuz ‘birlikte’ olma arzunuzun bir gun donup dolasip sizi sirtinizdan vurabilecegini hic dusundunuz mu? Bir iliski icindeyken kendinize ait bir 'alan' arayisiniz o iliskiden uzaklastiginiz anlamina mi gelir? Sadece bu sehirde degil, dunyanin pek cok yerinde biz bekar sehirlileri daha derin sorulara surukleyen, tam da aradigimiz o dinginligi buldugumuzu dusundugumuz noktada ortaya cikan bir dilemma.</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br /><div><div><div><br />Asli’nin ‘olmak ya da olmamak’ boyutuna yaklasan iliskisinde ‘inkar’ asamasindan ‘yon degistirme’ asamasina geldigi guzel bir Istanbul sabahinda Bebek’de sabah kosumuzu yaparken aslinda iliski icinde ya da disinda olalim soylenmeye ne kadar merakli oldugumuzu dusundum. En mutlu oldugumuzu soyledigimiz zamanlarda bile aslinda ‘daha iyi’ olabilecegine inandigimiz o sonu gelmez kriterler, genellikle Starbucks sohbetlerinin bir numarali konusu haline gelir. Bir ara sirf bu yuzden Kanyon Le Pain’e her gidisimde bir top vanilya dondurmali elmali tart siparisimin yaninda Berk’in yoga derslerinde Mac’den goturdugu 20’lik citirlari, Ceren’in hareket eden her disi varliga atlamaya hazir iflah olmaz yakisikli fotografci sevgilisini, ya da Asli’nin derin sessizlikler icinde salondaki buyuk koltuga gomulerek yasadigi askini da adisyonun bir parcasi yaptigimi dusunmekten kendimi alamiyordum. Servisi yapan ekibin cogunun degismesi ile Pazar sabahlari organik ekmek tabagi ve Praline esliginde cogu zaman freelance toplantilarimi da yaptigim bu mekanda sifirdan bir baslangic dusuncesi guzel bir duygu :)</div><div><br />Asli’nin uzun bir suredir bana ayarlamaya calistigi Bankaci’ya bir sans vermek adina gectigimiz hafta onu jazz festivaline cagirdim. Kurucesme Arena’da tamamen jazz, bira ve Bogaz’in eslik ettigi keyifli bir gece olmasini umuyordum. Yaklasik 2 aydir ‘what’s up champ?’ ya da ‘arkadasim guzel bir gun diliyorum’ seklinde gecen mesajlasmalarimizin bir gece bana alt yazisi olmayan ve 3 saat suren bir hint filmi izletmesi ile biraz boyut degistirdigini kabul ediyorum. Bu degisimin nedeni tabiki pismis tavugun basina gelmemis turden olaylar yasayan Ranj’in hikayesi degildi. O gece bana daha farkli ve kirilgan bir yonunu acmaktan cekinmemisti. Belki de 2 aydir ilk kez onun farkli bir yonunu kesfetmistim; ya da o gece O bunu kesfime acmisti. Sonraki birkac gun daha siklasan telefonlar ve mesajlarin ardindan Asli’nin da verdigi gazla onu bu konsere davet ettim.</div><div><br />Aksam 8 gibi beni evden alacagini soyledi. Konser de bana yakin oldugu icin kabul ettim. Genelde evden alinip eve birakilmayi pek sevmem. Liseli tribi gibi gelir; ama dogru zamanlarda etkileyici olabiliyor :) Giyiminden arabanin kapisinda beni elinde en sevdigim likörlü cikolata ile karsilamasina kadar hersey kusursuzdu. Birazdan Michael Bolton sarkilari ile essiz bir gece gecirecegimizi de dusundugumde havada urkutucu bir mukemmelligin olmasi kacinilmazdi sanirim :) Oraya vardigimizda biri ile mesajlasmaya basladi. Bastan bu cok dikkatimi cekmemisti, ama bu mesajlasma ritueli sonrasinda benden uzaklasarak yaptigi uzun bir konusmaya donustu. O an kendimi Arena’nin tam ortasinda tek basima Istanbul’un romantizm arayan elit gencleri ile karsi karsiya buldum. Istanbul’da bu kadar cift var ise yalniz oldugunu soyleyen o sessiz cogunluk nerede? Kesinlikle o gece orda degildi! :) Bir sure sonra yanima geldi ve bir arkadasinin da orada oldugunu soyledi. Bunu ozellikle bana belirtmesinden bu arkadasin farkli bir arkadas oldugunu hemen anladim tabiki. Zaten biz bunlari konusurken yanimiza 1.90 boylarinda son derece hos bir cocuk yanasti. Gizli telefon konusmasinin kahramani gizemli balet! Bizi tanistirdi ve bira almak icin ortadan kayboldu. Cocuk benden, ben de cocuktan yana nasil yaklasacagimizi bilemedik. Garip bir durumdu. Buyuk ihtimalle o da Bankaci'nin o aksamki konsere 'bir arkadasi ile gelecegini' soylediginde benim gibi birini dusunmemisti. Ben ‘ne is yapiyorsun’ diyerek sonu gelmeyecek anlamsiz bir muhabbeti baslatmis bulundum. Duygulara hitap eden bir is yaptigini soyledi. Tanrim, daha da derin bir gizem! :) Ben de psikolog mu oldugunu sordum - nedense o ortamda aklima duygulara hitap eden bir is olarak ilk o geldi. O israrla ne oldugunu soylemeden ‘performansa dayali bir duygu akisi’ oldugunu soyledi. O an bu tanima uyan bircok farkli is aklima gelmis olmasina ragmen (!) cok fazla lafi uzatmak istemedigim icin uzakta farkettigim bir arkadasimin yanina gitmek icin yanindan ayrildim. O an aklimdan binbir soru geciyordu. “Burda ne isim var?”, “Bu cocugun burda ne isi var?”, ve “Neden yine ben!”. Dondugumde cocuk gitmisti ve Bankaci da beni ariyormuscasina ‘sen nerdesin?’ diyererek kolumdan tuttugu gibi oturacagimiz yere dogru beni surukledi. Tum gece o cocukla mesajlastilar, ve konser sonrasinda benim 'sen ne yapiyorsun, o cocugun senden hoslandigi cok acik. Bu firsati kacirma' konusmamin ardindan onun yanina gitti. Konser basladiginda o an yanimda oturan kisinin aslinda baska biri olmasini hayal ettigimi farkettim. O ani 'gercekten' benimle paylasacak ve ‘degerli’ kilacak biri. O koca arenada sadece “O ve Ben” varmisiz gibi hissedecegim biri.</div><div><br />Konser cok guzeldi..1989'da ilk Ingilizce sarki soylemeye basladigim donemlere goturdu beni...How can we be lovers if we can't be friends....Georgia on my mind...How am I supposed to live without you...Sinatra'dan 3-4 klasik...Pavarotti'nin anisina Nessun Dorma. Adam cidden cok iyidi. Gozum Kenny G'i aradi, ama tabiki Istanbul icin oyle bir hosluk biraz zor. Bastan herkes oturuyordu. Konserin ortalarina dogru VIP'deki azgin kadinlar sahneye cikmaya varacak bir yakinlasma ortami yarattilar. Bolton’nin bodyguardlari hemen sahnenin onunu sardi :) When a man loves a woman'i aramiza girerek soyledi..cok guzeldi. Bir suru couple vardi..onumde..yanimda..sagimda solumda..cok hos cocuklar ve guzel kizlar..stylish & urban giyim tarzi..el ele biralarini icip Michael Bolton'i dinlediler..sanki hic sahip olamayacagim bir hayati yansitiyorlardi..biriyle el ele bir konser izlemek ve elini omuzuna atip yanagina bir opucuk kondurarak "seni seviyorum" demesi. Zaman zaman bu duygularima tam karsilik gelen kisinin aslinda cok yakinimda oldugunu ama henuz karsilasmadigimizi dusunuyorum. Bazen ise o sanki bu gezegende degil gibi..ama sunu artik cok iyi biliyorum ki, bazen yalniz olmak yaninda sadece ‘biri’ olmasindan cok daha huzur verici. Bir gun dolunayin uzerinden bir suredir sizi izleyen o “kucuk prens” in gelecegine inanmak.</div><div><br />Pek cok kisinin favori kitabi oldugunu iddia ettigi - cogu bir kez bile okumus mudur emin degilim - bu kitabin bir cocuk kitabi olmasinin nedeni belki de kucuk prensin sadece bir cocugun safliginda anlasilabilmesi. Hayatin her yonune bir gonderme yapan bu kucuk kahramanin su sozleri ‘O’ kisiye ulasan zorlu yolculugumuzu cok guzel ifade ediyor.</div><div><br />"What makes the desert beautiful," says the little prince "is that somewhere it hides a well."<br /><br /></div><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTPOdshOziaZO_MkR3_TW9VMo26SHF5LcuN1loHspjs4YLi7q7VQdQqGS7OXAKYM4UcsTZq0TEeCu5oStYE57Tp0AJW-ZfYbgK5TOlYECyvp5xR78pG2tlM3uy4rB9R29NTmUu8FYDZNQ/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5357185574485695442" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTPOdshOziaZO_MkR3_TW9VMo26SHF5LcuN1loHspjs4YLi7q7VQdQqGS7OXAKYM4UcsTZq0TEeCu5oStYE57Tp0AJW-ZfYbgK5TOlYECyvp5xR78pG2tlM3uy4rB9R29NTmUu8FYDZNQ/s320/lacroix.jpg" /></a></div><br /><br /><div></div><div></div><div></div><div></div><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTPOdshOziaZO_MkR3_TW9VMo26SHF5LcuN1loHspjs4YLi7q7VQdQqGS7OXAKYM4UcsTZq0TEeCu5oStYE57Tp0AJW-ZfYbgK5TOlYECyvp5xR78pG2tlM3uy4rB9R29NTmUu8FYDZNQ/s1600-h/lacroix.jpg"></a></span></div></div></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-79249818547218590472009-06-24T10:10:00.000-07:002009-08-02T04:18:46.475-07:00Survivor<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7nHZMsaEneMrlPoFIdk-YRINdx86B2JJkO97tkQuJJflhxAUryijeQT10Cy74Se9ymQRhzDQfx1OQhRSDk7eAJ2Ecvc7hDZGQvMMPGYXWKoQvDP9sg3cUIabnf7GESkOin6bge9Vop6g/s1600-h/episode2n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 100px; FLOAT: left; HEIGHT: 100px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5354655990297320562" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7nHZMsaEneMrlPoFIdk-YRINdx86B2JJkO97tkQuJJflhxAUryijeQT10Cy74Se9ymQRhzDQfx1OQhRSDk7eAJ2Ecvc7hDZGQvMMPGYXWKoQvDP9sg3cUIabnf7GESkOin6bge9Vop6g/s320/episode2n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Istanbul'da yazinizi gecirmek aslinda hic de gorundugu kadar kotu bir secenek degildir. Herseyden once isinize daha rahat gidersiniz, cunku trafik yoktur. Haftasonlari favori mekanlarinizin onunde sira beklemeden bos bir masa bulabilirsiniz. Bir turlu vakit bulamadiginiz Starbucks muhabbetleri yerini sahilin ve acikhavanin bas dondurucu karisimina birakir. Ortakoy'den Bebek'e uzanan sabah kosulari saglikli bir cardio routine olmanin otesinde sizin gibi sehirli yalniz savascilar ile kacamak bakislarin dansina donusebilir. Asli ve Ceren ile gecen haftasonu Ortakoy HouseCafe'de iliskiler uzerine uzun ve derin degerlendirmelerimizin ardindan bilimsel sureclerin tikandigina karar vererek kahve fali icin apar topar Ceren'in bir arkadasini yanimiza cagirmamiz da Istanbul'da yazi geciren biz sehirlilerin baska bir ironisi. Neden gelecegimizi bilmeye bu kadar hevesliyiz? Icinde bulundugumuz hosnutsuz durumdan 2 vadeye kadar cikacagimizi bilmek o an yasadigimiz depresyonu ortadan kaldirir mi? Ya da fincan dile gelip ayrildiginiz kisinin aslinda ne kadar acilar icinde size geri donmek icin can attigini soylese son 3 haftadir sizin yasadiginizdan bile haberdar olmayan bu adama karsi bir sempati hisseder miydiniz?</span><br /><br /><div><div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Gelecegi bilmek istiyoruz, cunku hicbir zaman su animizdan mutluluk duyamiyoruz. Karsimizdakilerle ne zaman konusmaya baslasak ya gecmiste yasadiklarimizdan ya da gelecekte sahip olmak istediklerimizden bahsettigimizi hic farkettiniz mi? Asil anlarin sessizlik icinde gecen diyaloglarda sakli oldugunu hic dusundunuz mu? O an..sadece sen ve o. Bu uzakdogu dinginligi sehrin diger yakasinda baska bir kadinin iliskisini sona erdiren bir neden de olabiliyor. Mojito'larimizi yudumlayip hayati sorgularken Asli son 3 aydir birlikte oldugu erkek arkadasi ile iliskilerini sonlandirmasinin nedeninin 2 haftadir onunla hemen hemen hic konusmamasi oldugunu bizim disimizda HouseCafe'deki diger masalari da isin icine katarak anlatirken bu teoriyi daha ust bir mantraya tasiyordu. Erkeklerin her konuyu masaya yatirip tartismaktan, ya da is ve spor disinda cok fazla konusmaktan hoslanmadigini sanirim hepimiz biliyoruz. Bu konunun tabiki Cosmo sayfalarini doldurmak amaciyla ici sisirilmis bir boyut kazandigi cok acik; ancak bir iliskide en cok ihtiyac duydugumuz "sevilmek" gibi essiz bir duyguyu sadece kelimelerle anlamlandirmaya calismamiza bir anlam veremiyorum. </span></div><br /><div><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Dun aksam Berk'le birlikte Kurucesme'de acilan yeni bir mekana gittik. Beyaz agirlikli dekorasyonu ve agac aksesuarlari ile tam bir Yunan tavernasini andiran, Akdeniz yemekleri, kaliteli peynir ve sarabin on plana ciktigi guzel bir ortamdi. Ayrica her bir kadeh Berk'in dilini daha da cozdu. Her zaman secilen degil secen tarafda oldugunu savunan bu Yunan tanrisinin gecenin sonunda aglayarak 'ama ben onun icin herseye hazirdim' demesi benim acimdan farkli bir alegoriydi. Aslinda hicbirsey gorundugu gibi olmayabilir. Bunu hic dusundunuz mu? Belki de uykusuz gecirdigimiz pek cok gecenin nedeni olan oykunun bas kahramani, satosunun duvarlari ardinda hic dusunmedigimiz kadar savunmasiz ve yalniz olabilir. Degismeyen tek gercek ise hayatta bu rollerin bazi kisiler arasinda soze dokulmemis bir anlasma ile paylasilmis oldugu. Satosunda yasayan guclu prens ve oyuncaklar vadisinin peri kizi. Oyuncagi her elinden alinisinda aglayip sizlanmak yerine kendisine baska bir yon bulan gercek bir savasci. Antik Misir filozoflarinin tarihin gizemli sayfalarina kazidiklari su soz bence duygularimi cok guzel ozetliyor: “A warrior must only take care that his spirit is not broken”.</span></div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbvtqUo4zHrjzDOPXTn2v4BnD9OiM5hwdYEMf9fFSI9pdwpfctwivC8Nrz4F9Ilb7J5AbyDzTsFJysScMfqFklYzIa8zRqGq8MQWTlqm3nyeGzBX7y9TZ6QkORwcQrrsjpxB1Fw-SKKKU/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 163px; FLOAT: left; HEIGHT: 51px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5354655683550055282" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbvtqUo4zHrjzDOPXTn2v4BnD9OiM5hwdYEMf9fFSI9pdwpfctwivC8Nrz4F9Ilb7J5AbyDzTsFJysScMfqFklYzIa8zRqGq8MQWTlqm3nyeGzBX7y9TZ6QkORwcQrrsjpxB1Fw-SKKKU/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><br /><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span></div><br /><br /><div></div></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-23334552341121783432008-09-20T13:16:00.000-07:002009-08-02T04:19:58.419-07:00Light My Heart<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiglsabYWWNaODul9Qez9GUiHbEvlTDGvCz3FWWUzKhVeBbhFbvrzWUZvh3OjrjmMMKQc7yVjeAfTl2gBwCuukOdYcA8yAawJXc-vd0OJHas_CECMZRgbwvCPOPEZ492KVdMMCDs-BYStY/s1600-h/episode1n.jpg"><span style="font-family:verdana;"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5235583608963363138" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiglsabYWWNaODul9Qez9GUiHbEvlTDGvCz3FWWUzKhVeBbhFbvrzWUZvh3OjrjmMMKQc7yVjeAfTl2gBwCuukOdYcA8yAawJXc-vd0OJHas_CECMZRgbwvCPOPEZ492KVdMMCDs-BYStY/s320/episode1n.jpg" /></span></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Uzun bir sure hic sans vermediginiz birinin aslinda gununuzu aydinlatabilecegini hic dusundunuz mu? Telefonunuzun her calisinda ekranda heyecanla onun ismini gormek icin icinizin kipirdayacagini? Ya da sizden cok kucuk olmasina karsin sizi tasiyabilecek dinginligine sahip olabilecegini? Ben Hamlet ile tanisana kadar bunun olabilecegini hic dusunmemistim. Tanisma karari verdigimiz aksam da is cikisi son derece yorgun ve ozensiz bir durumda Etiler'e dogru giderken takside bir an bile aynaya bakmak aklima gelmedi. Ta ki onu gordugum an 'ben naptim' diyene kadar :)</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Cogu zaman kendimize bazi sinirlar ciziyoruz. Aradigimiz kisi icin de bu gecerli. Su yasin altinda olmasin..kendine ait bir isi olsun. Bizimkine yakin bir cevresi ve dunyasi olsun. Bu cizginin disinda biri ile karsilastigimizda bazen caresizlikten bir sans versek bile karsimizdaki kisinin kriterlerimizin gerisinde kaldigini (ya da altinda ezildigini) dusundugumuz an kendimizi 'kismen' kapatiyoruz. Ve dogal olarak karsimizdaki kisi de hayatimizda tutunamayip kendiliginden o bosluga akiyor. Oysa bazen hic ummadigimiz kisilerin aslinda bize cok farkli renkleri gosterebilecegini goz ardi ediyoruz. Ve neler kacirdigimizi o zaman goruyoruz. Bence herkes icin 'o biri' orda bir yerde bekliyor. Bazen yolda yururken bize teget geciyor. Bazen Starbucks kuyrugunda 2 sira arkada aslinda 'sizi' dusunuyor. Hersey enerjinizi acik tutmak ve dogru zamanlama ile ilgili. Evren mesajlarimizi hemen olmasa bile zamani geldiginde cevapliyor. Bir kalp kirikliginda bile aslinda O'na bir adim daha yaklasiyoruz. Bunu inanarak soyluyorum.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Sehrin diger ucunda baska bir erkegin ise daha farkli bir heyecani var. Is yerinden bir kiz ile ilk randevusunu yasayan Berk. Her zaman icin is ortamindan duygusal bir iliskinin sonrasinda isler ters giderse sevimsiz olabilecegini dusunsem de benim Monsieur Charm'i dusundugumde bu kuralimi ihlal ettigim cok acik. Kiz uzun bir suredir Berk'e sinyalleri veriyormus aslinda. Masasina gelerek kahve molasi davetleri. Lenny Kravitz konserine 2 kisilik bilet. Is cikisi arkadaslari ile yemek yerken Berk'in de eslik etmesi icin SMS ile yapilan bir teklif. Bazen aradigimiz seyin pesinden o kadar koru korune kosuyoruz ki karsimiza olasi bir kisi ciktiginda biz hizimizi alamamis sekilde yokus asagi kosmaya devam ettigimiz icin durup da olayi degerlendiremiyoruz. Gecen hafta Selen'le Akaretler Cafe City'de yemek yerken 5 senelik erkek arkadasi ile neden evlenmedigini sordugumda aldigim yanit beni bazi sorulara yoneltti. 5 yildir adam Berlin'de o Istanbul'da birbirlerini ziyaret ettikleri, birbirleri icin zaman yarattiklari son derece mutlu bir iliskileri vardi. Bu sinerjiyi sadece bir yuzuk ve evlilik cuzdani ile taclandirmak adina bozma riskine girmeyi ikisi de istemiyordu. Bu noktada Selen'e katilmamam mumkun degildi, cunku yolunda ve uzun suredir giden bir iliskinin sadece isim olarak formatini degistirmek aslinda sadece cevrelerindeki insanlari mutlu edecek (ya da agizlarini kapatacak) bir formaliteden daha fazlasi degildi. Ve sahip olduklari buyuyu bozma ihtimali de vardi.</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">O gun aksam is cikisi Nisantasi'na yururken hayatimizi kimse icin yasamamamiz gerektigini bir kez daha dusundum. Hicbirimiz bize verilen zamanin ne kadar oldugunu bilmiyoruz. O nedenle her animizi 'gercekten' hissederek yasamak onemli olan. Ask kapimi uzun bir aradan sonra yeniden caldi. Ve bu sefer ne kadar ve nereye gittigini dusunmeden yasayacagim.</span><br /><span style="font-family:verdana;"><br /></span><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA_7u7zawodkn-yZg3_jz8c4qxMk8FPU3B24IWxs3xnqnF4TvwDkZX8iYKPyVthLQkwDqnpJyqxVTNB6xWz0UTu_VlA8jFixw0xMRLAWh-nvwGp0v1cHIWeCGBf1eDuIws_0LsuKXGBic/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5235584587196605010" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA_7u7zawodkn-yZg3_jz8c4qxMk8FPU3B24IWxs3xnqnF4TvwDkZX8iYKPyVthLQkwDqnpJyqxVTNB6xWz0UTu_VlA8jFixw0xMRLAWh-nvwGp0v1cHIWeCGBf1eDuIws_0LsuKXGBic/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><span style="font-family:verdana;"></span><br /><br /><br /><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span></p><br /><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span></p><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span></p><p><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">© 2008 Sextourage. All rights reserved.</span></p>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-27761400087170824332008-08-10T01:26:00.001-07:002009-06-29T11:57:01.300-07:00Vogue<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgznEra2T9LkzcnT6rjpjVfbn6-WfaGaSibgHuKvIQZp3gWa9IjEW1Xn2iIPe1HusGYuahqWzdWMu64_3MrUxflcrNp14vgilabuhIZlmTtZoa6rYaLIv0t22kRoI1Lri9lNpBVMTou7bA/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5232803000157447826" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgznEra2T9LkzcnT6rjpjVfbn6-WfaGaSibgHuKvIQZp3gWa9IjEW1Xn2iIPe1HusGYuahqWzdWMu64_3MrUxflcrNp14vgilabuhIZlmTtZoa6rYaLIv0t22kRoI1Lri9lNpBVMTou7bA/s320/episode1n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Bugun uyandigimda icimde tarif edilemez bir heyecan vardi. Hatta bu enerji oyle bir boyuttaydi ki dun aksam birsey mi olmustu diye bir an dusundum. Cocukken cumartesi sabahlari uyandigimda benzer heyecani hissettigimi animsiyorum. Onumde bana ait 2 koca gun olmasindan kaynaklanan bir mutluluk. Bugunun cumartesi olmasinin bununla bir ilgisi olabilir mi? :)</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br /><br /><div>Cumartesi aksamlari Istanbul alemlerinin en favori gunudur. Tum dunyada da boyle sanirim. Bir dergide Japonya'da haftanin en hareketli gecesinin Sali oldugunu okumustum. Nedenini animsamiyorum :) Maillerime bakarken Inbox'ima dusen ilk mailin Jean'dan olmasi beni daha da neselendirdi. Gecen ay Paris'te tanistigim fotograf sanatcisi. 2 gundur surekli yagmur varmis, aklina ben ordayken yakalandigimiz sagnak sonrasi Champs Elysees'de sigindimiz o kucuk cafe gelmis. Bazen dogru olabilecek zamanlari yakaladigimiz halde denklemin 'yer' kismini tutturamayabiliyoruz. Belki de benim sehirde sadece kisa sure kalacak olan bir yabanci olmamin otesinde birseydi onun ilgisini ceken. Beni otelime biraktigi aksam 'yarin seni kacta almami istersin?' diye sordugunda benimle korudugu mesafenin onun icin birsey ifade ettigini hissettirmisti bana. Ben sanirim artik denklemde bazi degiskenlerin onunde sabit bir deger olmadigi surece daha cok mantikla yaklasiyorum. O gece birsey olabilirdi, ama ikimiz de o buyuyu bozmak istemedik. Gunumuzde bu, pek rastlanir turden bir 'sabir' degil. Ve ben bunu Paris'te bulmustum.</div><div><br />Gectigimiz hafta sirkette ilk birebir iletisimlerime basladim. Bunlardan belki en onemlisi tum bolumlerin baslarindaki yoneticilerle gorusmelerin disinda ofis icinde yaptigim fotograf cekimiydi. Zamanla yarisilan stresli bir isi yapan 700 kisilik bir grubun arasinda Nikon'umla dolasip ortami goruntulerken kafalarinda merak (ve garipseme) uyandirdigimin farkindayim. Bizden farkli olana karsi tepki olusturmak aslinda dogamizda mi var yoksa sonradan mi ogreniyoruz onu dusundum. Hayvanlar da kendi alanlarina form ve koku olarak tanimadiklari baska bir canli girdiginde onu inceleyip kendilerine zarar vermeyecegini anladiklarinda kendi haline birakabilme gibi bir guduye sahipler. Ama biz insanlar, bu tanimlayamadigimiz duygularla az cok bir cevap buldugumuz ve bize zarar vermeyecegini anladigimiz kisilere bile sert elestirilerde bulunmaktan kendimizi alamiyoruz. Hatta bir grup olarak bunu yapiyorsak daha da keyif aliyoruz. Oysa farkli insanlar olmasaydi hicbir zaman elimizde bir ayna ile saatlerce hayranlikla bakabilecegimiz bir Sistine Chapel olmayacakti...farkli insanlar olmasaydi bizi o gul kokulu saray bahcelerine senfonik derinligiyle goturen Eine Kleine Nachtmusik notalara dokulmeyecekti. Bence 'fark' kendi zamanina karsi koyarken zamansiz bir boyuta isaret ediyorsa o zaman 'gercekten' bir fark yaratir. Benzer durum iliskiler icin de gecerli. Sizinle dununuz ya da bugununuzden bagimsiz olarak ilgilenen kisi, sizin hayatinizda gercek 'farki' yaratacak olan kisidir. </div><div><br />Birkac gun once Ceren ve Asli ile Kanyon'da yemek yerken yeni yasadigim bir 19'luk krizi sonrasi bana verdikleri pozitif enerji, onlarin da hayatimda bu farki yaratan kisiler oldugunu bana bir kez daha hissettirdi. Ya onlari hic tanimasaydim? Buyuk ihtimalle evde Vogue okuyup iliskilere olan dagilmis inancimin kirintilarindan yeniden bir kale yaratacagim gune kadar kendimi kapatirdim. New York'dan once Istanbul'da yasadigim donemde aslinda 'kendi yalnizligimi' nasil yarattigimi dusundum. Benim yanimda olmak isteyen dostlarima yoneltmek yerine enerjimi olasiliklar uzerine kurdugum ve beni tanimayan kisilere harcadigim zamanlar. Benim acimdan degisimin en onemli donum noktalarindan biri Upper East side uzerindeki brownstone tarzi apartmanin en ust katindaki pencereden disariya bakarken sehrin telasli kosusturmasi ardindaki o gizemi icimde hissettigim, artik Vogue'un sayfalarinda yasadigim o dunyanin bir parcasi oldugumu farkettigim andi. Evimden kilometreler ve okyanuslar otede, bu kocaman sehirde artik gercek ben ile karsi karsiyaydim. Ve senelerdir hic bu kadar iyi hissetmemistim.<br /></div><br /><div>New York hayatimda sadece yaptigim is anlaminda degil, kendimle ilgili cozemedigim bazi icsel kavgalarima bir nokta koyarak sonunda 'gercek ben' ile barismami saglamasi anlaminda da onemli bir sehir. O nedenle su sozu her zaman cok severim: New York is not a place. It's a state of mind! An attitude.</div><div></div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoaufKYxem5K_NQzAmeeQXJT5us9F_7H8c4Ej2nDgIdHZ0GlI1bRiD6LNc0fuSXqCrmwO26LfJREEpNxmDzsryPp-kA9yf-0dTvnlDrG78oN4g2TcyDP-D88hYqS9Z1kYP2zY7zSFg66w/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5232803863484436322" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoaufKYxem5K_NQzAmeeQXJT5us9F_7H8c4Ej2nDgIdHZ0GlI1bRiD6LNc0fuSXqCrmwO26LfJREEpNxmDzsryPp-kA9yf-0dTvnlDrG78oN4g2TcyDP-D88hYqS9Z1kYP2zY7zSFg66w/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhebp3P5wibrOYC1ekEgvjrsz3LZa-TPjcnhoxmpDPczmTygzNb55HGoTkTYnq98MmV9jmPoSd2PRgpSgYmDde52OnEntlvqxdupEafLkGf77hpip6-BlasKh45KkB_EzDKLifIezq4ln8/s1600-h/lacroix.jpg"></a></div><br /><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><br /><div></div><br /><div>© 2008 Sextourage. All rights reserved.</div></span>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-80560403067383366172008-08-03T02:25:00.000-07:002009-06-29T11:53:31.435-07:00New Moon<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-TyRkrkX6t8X2433vcoYsDI8vMMK4Qow0NrdymOsnU6ftf69F9VOhrq2Cgp4eSHcZpI0Wq_3wKKeEqh1e3-0bAkMgpn7NlMzarzHDvsXIoQ9Mx1YEFf_-0QD-GQOrxoa_bUN1755dPg4/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5230220670363528434" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-TyRkrkX6t8X2433vcoYsDI8vMMK4Qow0NrdymOsnU6ftf69F9VOhrq2Cgp4eSHcZpI0Wq_3wKKeEqh1e3-0bAkMgpn7NlMzarzHDvsXIoQ9Mx1YEFf_-0QD-GQOrxoa_bUN1755dPg4/s320/episode1n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Sicak bir yaz aksami. Gokyuzu o kadar berrak ve isiltili ki. Yildizlar, sehrin isiklari, bogazda atilan havai fisekler. Belirli bir saatten sonra ise yuzumu aydinlatan tek isik balkondan gorebildigim ucsuz bucaksiz derinligin tam ortasinda bir tek tas gibi parildayan yeni ay. Yeni ayin her zaman yeni enerjilerin baslangici oldugu soylenir. Hint mistisistler onemli bir adim atmadan once ay almanagina bakarak hareket ederlermis. Kabbalah felsefesinde de yeni ayin dogusu yeni boyutlara acilan kapilari temsil eder.</span>
<br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">
<br /></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><div>Yeni birseye baslamak (!) Ay isigi yuzumu aydinlatirken tek sadik dostumuz gibi gorunen gecmisimizle aslinda ne kadar cok vedalasmaya can attigimizi dusundum. 'Seni seviyorum' derken alt metin olarak 'aslinda daha baska bir yerde olmaliyim' mesaji veren sevgililer gibi. Karsimiza 'yeni' birsey ciktiginda ilk once o zamana kadar yakinimizda olan insanlardan ya da aliskanliklarimizdan uzaklasmamiz ironik degil mi? O ana kadar dengemizi kurmak icin ozenle yerlestirdigimiz tum o taslari yerinden oynatmamiz? Yere cakilirken tutunmak istedigimizde orda olmadiklarini gordugumuz zaman sanirim bu farkindaligi yasiyoruz. Sigaramdan bir nefes daha cekerken icerden telefonun sesini duydum. Ekrana baktigimda ise gordugum isim gercekten beni cok sasirtmisti. 5 aydir ortalarda olmayan produktor asistani. Yeni ayin bana getireceklerini dusunurken bu bir tesaduf muydu? Yukaridaki tanrilar beni yeniden denemek icin bir plan mi yapmisti?</div><div>
<br />Benimle konusmak istiyordu. O ana kadar nerde oldugu ya da neden benden uzaklastigini hic sorgulamadan kabul ettim. Sahile indik. Bebek'ten Arnavuykoy'e kadar agzimizdan tek tuk kelimeler dokuldu. Ona sormak icin aylardir kafamda dondurdugum onlarca soru o an yerini bembeyaz bir bosluga birakmisti. Gecenin bir yarisi O'na degil de sanki evrende kozmik bir bosluga gonderdigim mesajlar sanki su an gokyuzunden dokulen yildiz tozlari gibi uzerimize yagiyordu. Onun yaninda hersey o kadar farkliydi ki. Ne soyleyeceginin o an benim icin bir onemi yokmus gibiydi. Yanimda olmasi..o an cennet bahcesinin kapilarini aralamis gibiydik. Banklardan birine oturduk, ve o gizemli sessizligi bozan ilk O oldu. Bir sureligine yurtdisina gidiyordu. Bunca zamandir benden uzak durmasinin nedeninin benim ona karsi olan duygularimin devam ettigini dusunmesiydi. Bir sekilde 'beni kendinden korudugunu' anlatmaya calisiyordu aslinda. Boyle bir davranisi gercekten 'deger' verdiginiz birine mi yaparsiniz? Yoksa dusunmek istemediginiz bir durumdan 'uzaklasmak' icin mi? O an aklimdan o kadar cok soru geciyordu ki..ama o ani yasamak icin belki de ilk kez sorulari bir kenara biraktigimi hissettim. Ben, O, Istanbul ve yeni ay isigi..</div><div>
<br />Ortada kalmis bir iliskide taraflardan birinin tukenme noktasina geldiginde digerine 'olmeyecegi kadar kan pompalamasi' aslinda tam bir alegori degil mi? Gecenin bir yarisi telefon rehberinden secilen son 3 sevgiliye atilan 'basi dik' ama aslinda bir o kadar 'umutsuz' mesajlar gibi. Asli'nin aslinda ilk basta hic hoslanmadigi ama en azindan 'dogru duzgun' biri oldugu dusuncesiyle birlikte olmaya karar verdigi Avukat gibi. Tum dengesizliklerine ve onu kendinden uzaklastirmaya calismasina ragmen aslinda Asli'nin aradigini dusundugu 'sevgi' icin onu haketmeyen birinin pesinden gitmesi beni gercekten cok etkilemisti. Tipki geceyarisi ona attigi 'arkadasca' mesajlara alamadigi cevaplar, ya da onda kalan kravatini geri gonderirken ucuna ilistirdigi kucuk bir hosluk icin hicbir tepki alamamasinda hissettigim gibi. Bu hayatta birileri kendinden cok sey veriyor. Digerleri ise bunu futursuzca kullaniyor. Peki rollerin degistigi oluyor mu? Bence 'her zaman veren' taraf icin hayir. Diger gruptakiler ise kirk yilda bir boyle birseye yeltenip karsiliginda kalpleri kirildiginda omur boyu anlatacaklari bir hikaye ile yeni kurbanlari uzerinde bunu kullanmaya ve onlari tuketmeye devam ediyorlar. Ama yine de bu hayat duygularini en saf yasayanlara bile birseyler ogretiyor. Sevgimizin kime ya da neye deger oldugunu ogreniyoruz. Kendi basimiza kalmaktan daha az korkuyoruz. Dostlarimiza daha cok sariliyoruz. Ailemizi daha iyi anliyoruz. Bizi kirip gidenlerle bile 'icimizde' barisiyoruz.</div><div>
<br />Yeni ay...hepimize yeni enerjiler getiriyor. Yeni alacaginiz bir is teklifi, en yakinlarinizla kesfedeceginiz yeni renkler, evinize yapacaginiz yenilikler, ve aksam eve geldiginizde birazdan elinde bir sise sarap ile kapinizi calacak ve gecenizi unutulmaz kilacak olan yeni bir ask gibi...yeter ki tum yasadiklarimizin icinde en degerli iliskinin aslinda 'kendimizle olan' iliski oldugunu unutmayalim.</div>
<br /><div></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDKOF-N6H-hT1P_dxG6BCjWAegANK9khOdTk1bYLVXnbHLU-xCsxhwdgECHchDQeoNV3lGUVTO1w6WA4UJKb7UQAsQ1CjlnRx9-6IglJKm_c9le2_eDVJexsUtRLoYdKN8VrPO32Tioqk/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5230220822644084722" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDKOF-N6H-hT1P_dxG6BCjWAegANK9khOdTk1bYLVXnbHLU-xCsxhwdgECHchDQeoNV3lGUVTO1w6WA4UJKb7UQAsQ1CjlnRx9-6IglJKm_c9le2_eDVJexsUtRLoYdKN8VrPO32Tioqk/s320/lacroix.jpg" /></a>
<br /><div></div>
<br />
<br /><div></div>
<br /><div>© 2008 Sextourage. All rights reserved.</span></div></span>
<br />Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-68705340188551413302008-07-25T11:11:00.001-07:002009-06-29T11:44:24.454-07:00Handmade Bread<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhS6o2Xvj9patnoD5b-OIRlks7RftSv1MptxyG4lT_PJR-_mo4XMNCVKEBlJFVe7z468E_9OZs7kLPsOlreyh_DgmtQGUMVXkQIt1LmuXQ7B6gXN09Y_OSswH1jEP-UG6nF_Fi-3h37Iz8/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5227017667496710034" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhS6o2Xvj9patnoD5b-OIRlks7RftSv1MptxyG4lT_PJR-_mo4XMNCVKEBlJFVe7z468E_9OZs7kLPsOlreyh_DgmtQGUMVXkQIt1LmuXQ7B6gXN09Y_OSswH1jEP-UG6nF_Fi-3h37Iz8/s320/episode1n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Hoslandiginiz biri icin onu sasirtacak ve daha once hic tatmadigi bir heyecani yasatacak birsey sunmak, seven birinin en buyuk telasidir. Genellikle bunu O'na aldigimiz hediyelerle yasatmaya calisiriz. Sozcuklere sigdiramadiginiz duygulari bir sure once laf arasinda bahsetmis oldugu bir kitaba, onunla gitmis oldugunuz bir mekana gonderme yapan bir tabloya, en sevdigini bildiginiz bir buket beyaz galaya ya da kendi ellerinizle hazirladiginiz bir aksam yemegine fark katan o ev yapimi ekmege yuklersiniz. Aslinda tum gece boyunca ona sikica sarilip, gozunu her actiginda sizin kollarinizda oldugunu hissetmek bile O'nun icin en buyuk hediye. Sizin de bunlari hissettiginiz birini kollarinizda tutuyor olmaniz. Pek cok kisi sarilip uyumayi baska turlu yorumlayabilir. Ustu kapali bir cinsellige davet, ya da kisa yoldan birine yakinlasmanin anahtari. Bazi kelimeler cok asiniyor..yipratiliyor. Birinin kollarinda uyuyabilmek belki de onunla gecireceginiz sehvetli bir geceden cok daha fazla anlam ve yogunluk tasiyan birsey. Herkes bunu tasiyamaz.</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br /></span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><div><div><br />Cogu online bulusmalarda genellikle benzer 3 asama var. Gorusmeden once taraflarin birbirine hayatlari boyunca aradiklari O kisiymis gibi ozen gosterip cok ince davranislar sergiledigi birinci asama. Online karsilasilmadigi zaman Inbox'iniza birakilan 'bu gece seni goremedim' mesajlari. Ya da headline olarak karsi tarafa 'gizli mesaj' gondermeler. Bu safha genellikle sonraki asamanin zeminsiz temelini olusturan bir surec. Bence kimseyi yazisarak taniyamazsiniz. Evet, onun hakkinda bircok sey ogrenebilirsiniz. Eski kalp kirikliklari, korkulari, hayalleri. Herseyden ote sizin ne kadar cok digerlerinden farkli oldugunuz (!). Aslinda sadece konusabilecekleri kadar 'dogru duzgun' biriyle tanismayali bile ne kadar uzun zaman oldugunu. Hayat bu birinci asamada kalsaydi sanirim ben ve benim gibi duygularini kelimelerle ifade etmeyi tercih edenlere, muzigi ile kendini yansitmayi tercih eden virtiyozlere ya da gosterime girdigi ilk hafta sinemanin onunde kuyruklar olusturan filmlerin oyuncularina bu dunyada yer olmazdi. Belki de 'sanat' sadece surreal ortamlarda betimlenen bir metafor olarak tarih sayfalarinda yerini alirdi. Ikinci asama bulusma ani. Bu genellikle hayallerin 'gercege' donustugu donum noktasi. Kendi ozelimiz hakkinda yapilmis onca konusma, karsilikli iyi niyet ve incelikler bu noktada ya karsi tarafi umursamaz bir tavirla hizlica yenen bir ani kurtarma yemegine ya da gozlerinizin icine bakarak bir sonraki soyleyeceginize odaklanan bir ilgiye donusuyor. Bahsettigim bulusmalar sadece gecelik zevkler icin iki tarafin da ne istedigini acikca belirttigi bulusmalar degil tabiki. Ama bence bu tur bulusmalar bile ilk iki asamadan sonra bir tokat gibi suratiniza inen 'bulusma sonrasi' sokundan yani ucuncu asamadan cok daha iyi.</div><div><br />Ben bu tokati birkac kez yedim. Ustelik benim de aslinda 'o sekilde' hoslanmadigim insanlardan. Hepimiz farkliyiz. Kimimiz oncelikle kendi yarattigimiz bir hayal ve tip olarak kafamizdaki ile ortusmeyen biri de olsa karsi tarafa bir 'insan' olarak deger veriyor. Kimisi ise onca incelikli davranis ve 'dogru' durusuna ragmen guzel bir aksam yemeginin ardindan onu aradiginizda telefonunu mesgule vererek size geri bile donmuyor. Bildigim tek sey bu hayatta karsimiza cok cesit insan cikiyor. Ve kimse kimseden hoslanmak zorunda degil tabiki. Ama tum bu karmasa bittikten sonra geriye donup baktigimizda bize 'gercekten' biz oldugumuz icin deger verecek cok fazla insan olmayacak. Bol keseden harcadigimiz ve yikip biraktigimiz bazi insanlar bir daha hayatlarimiza girmek icin orda olmayacaklar. Su an icin 'ne olur ki?' gibi dusunuyorsaniz henuz bu boslugu hissedeceginiz kadar hayatin sizi kirmadigini dusunuyorum. Eskiden boyle bir olay yasadigimda kendimi cok kotu hisseder ve karsi tarafin neden boyle davrandigini ogrenmek icin ondan cevaplar almaya calisirdim. Tabiki boyle bir cabanin geri donulmeyen telefon aramalari ya da emailler ile icinizde daha da buyuk bir rahatsizlik yarattigini soylememe gerek bile yok. Artik daha farkli bakabiliyorum. Evine cagirdigi ve ancak cok yakin dostlari ile paylasabilecegi turden yasanmisliklarini aktardigi birini sonradan sanki bir hicmis gibi gormemezlikten gelecek bir adamin hayatina girseniz ne olur, girmeseniz ne olur. Boyle bir davranis sergileyen biri size ya da bir baskasina ne verebilir ki?</div><div><br />Hayat herkese hakkettigini er ya da gec veriyor. Yeter ki basimizi dik tutup once kendimize, sonra da bizim icin her zaman orda olan dostlarimiza sikica sarilalim.</div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5TkPnPY1rrzXgh6_jr1HFYbIcJSQCOhjssWKKPVlk-PpwNz911TJvu196nAVYoyTr8jIREHWeE_62g4lalPGl5WJuVDGTyk8ikxBUKlliIg2usoHdyxMZaCzuocwN4tZ0fjckz9vD1FE/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5227016860464041938" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5TkPnPY1rrzXgh6_jr1HFYbIcJSQCOhjssWKKPVlk-PpwNz911TJvu196nAVYoyTr8jIREHWeE_62g4lalPGl5WJuVDGTyk8ikxBUKlliIg2usoHdyxMZaCzuocwN4tZ0fjckz9vD1FE/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><br /><br /><div></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEie128vVnFmQOA7DInkra3ZeQ1MouSPODiPKZzzg1jGjoOE0fyfRuFKEzolBiHCL5kkGGYbiTSKArjbM8Y0Bnvh0JYpgGKu3J6Wv5YDvW4MyCx6owbk-f2W-bS_z6bPt5e8U9I_E0OyfM8/s1600-h/lacroix.jpg"></a><br /><div>© 2008 Sextourage. All rights reserved.</span></div></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-85429020059561901242008-07-22T10:31:00.000-07:002009-06-29T11:39:48.187-07:00Miles Away<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkIw4hOEdZFsRaIVBay6M23Zh7aXy_urY_WebZkOcJ1YasPLS9K4oOEUtHRc5NHyotmKtjttDaFqRaIGR8Aftho4zV5JT6X7r5dopuzBdn60TKWFrBXEvFKHfjtGoGGHopFxeDJ1Rhgcs/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5225892815068505474" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkIw4hOEdZFsRaIVBay6M23Zh7aXy_urY_WebZkOcJ1YasPLS9K4oOEUtHRc5NHyotmKtjttDaFqRaIGR8Aftho4zV5JT6X7r5dopuzBdn60TKWFrBXEvFKHfjtGoGGHopFxeDJ1Rhgcs/s320/episode1n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">En cok hoslandiginiz kisilerin genelde sizden cok uzakta oldugu hic dikkatinizi cekti mi? Su ya da bu sekilde belirli bir sure ayni mekani mutlaka paylasmis oluyoruz tabiki. Aksi halde buna 'iliski' denemez. Ama hikayenin bir yerinde mutlaka ayri kaldiginiz bir bolum var. Ya da giris bolumunun ikinizin uzakta olarak basladigi bir kurgu. Birini ne kadar cok hayatimizin icine alirsak ondan o derece uzaklasiyoruz ayni zamanda. Bence bunun nedeni onun artik 'gercek' olmasi. Birinden en cok hoslandigimiz anlarin O'nun hakkinda cok az sey bildigimiz zamanlar oldugu konusunda bana katilir misiniz bilmiyorum ama Romeo ve Juliet'in de o zehri icmeden once birlikte cok fazla takildiklarini sanmiyorum :)</span><span style="font-family:verdana;"><span style="font-size:85%;"><br /></span><br /><div><br /><span style="font-size:85%;">Peki biri icin heyecan duymak ya da kendini gozu kapali onun ellerine teslim etmek arasinda bir fark var mi? Guvenin basladigi noktada zaten birini 'tanima' yolunda ilk adimlari atmis oluyoruz. Guven ve aliskanliklarin duygulari yok ettigi gibi bir goruse ben cok katilmiyorum. Sadece heyecan yasamak icin bu hayat cok degerli. Sonunda hepimiz tutunabilecegimiz bir sey ariyoruz. Bunun da genis omuzlar, okyanus mavisi gozler ve 6-pack'den gecmedigi kesin. Hepimiz hem hoslanacagimiz hem de yanimizda olmasindan mutluluk duyacagimiz O kisi icin yanip tutusuyoruz. Peki fiziksel gorunum her zaman onemli mi? Aslinda tipimiz olmadigini dusundugumuz biri ile zaman gecirdikce ondan hoslanma sansimiz olabilir mi? Karsimizdakileri cok mu acimasizca eliyoruz? Berk'in onceki kiz arkadasi ile yasadigini animsiyorum. Hala beni gulduren bir hikaye. Bu kizi her gun Kanyon'da Starbucks'da goruyormus. Kiz bir grup arkadasi ile gelip her gun Mocha iciyormus. Hangi saatlerde geldiginden ne giydigine, her gun yaninda kimlerin olup olmadigina kadar uzun bir sure bir Moleskine'i doldurabilecek kadar detay bilgiye sahip olmasina karsin kizin adini bile bilmiyorduk. O nedenle ismi Mocha olarak kalmisti. Bazi oglen seanslarina beni de cagiriyordu. Kiz hakkinda yorum yapmam ve tanismasi icin bir plan hazirlamamiz icin. Odeme yaptiklari kredi karti ustunden bir isim bulup Facebook'da 4 saat arastirmaya kadar pek cok yontemi denemisti. Ardindan bir gun ben bir arkadasimla Starbucks'a gittigimde tesadufen (!) Berk'le karsilastim. Mocha ile sirt sirta oturdugumuz bir masada yaklasik 20 dakika muhabbet ettikten sonra arkadasim cep telefonuna birseyler yazarak bana uzatti. Mesaji gordugum an kahkayi patlatip nerdeyse kahvemi elimden dusuruyordum. Mesaj aynen soyleydi: Arka masadaki sarisin sana daha once bahsettigim benimle bulusmaya cantasinda pisik kremi ile gelen ve GMAT'i kotu gectigi icin beni terkeden psikopat. O an Berk'in aylardir aradigi bilgilerin ve hatta ogrenmek istemeyecegi detaylarin hemen yani basinda oldugunu ogrenmesi gercekten ironikti. Tum bu duyumlara ragmen bir yolunu bularak kizla tanisti, ve birkac hafta birlikte oldular. Ama hersey gercege donustukten birkac gun sonra Bebek'te brunch icin bir araya geldigimizde olayin bittigi cok acikti. Bazi kisileri gozumuzde cok buyutuyoruz. Bunu kabul edelim. O'nu buldugumuzda O tum mutevaziligi, dinginligi ve derin guzelligi ile aklimizi basimizdan alacak. Bunu biliyorum.</span></div><div><span style="font-size:85%;"></span><br /><span style="font-size:85%;">Cyber dunyada hoslandigim ilk kisilerden biri Chicago'da yasayan bir fotograf sanatcisiydi. Birbirimizi siyah beyaz resimler uzerine yorumlar yapilan bir blog'da bulmustuk. Hatta yasadigim ilk online gerginlik onun bir resmi uzerine yaptigim korkunc yorumla gerceklesmisti :) Daha sonra yazismalar basladi. Yazismalar hafta icinde tesadufen karsilasilan 1-2 temastan, saatleri belirlenen gunluk konusmalara donustu. Ardindan telefon konusmalari ve iyi geceler opucukleri. Aramizdaki mesafe ve saat farki bizim iliskimizde ters isliyordu. Resimlerimizi bile gormeden yaklasik 8 ay bu sekilde goturduk. Londra'da bulusacak ve London Bridge uzerinde birbirimizi bulacaktik. Plan buydu. Sonra olanlarla hikayenin bu kismi tamamen celisiyor. Ama simdi bile yasadigim en beklentisiz, belirsiz ve saf duygulara o zaman sahip oldugumu biliyorum. O hayalimden cok farkli biri de olabilirdi. Ya da dusunebilecegimden cok daha fazla etkileyici. Ancak sunu cok iyi biliyorum ki benim etkilendigim onunla 'gercekten' paylastigimizdi. Cogu kisi icin sanal gelebilir. Ama hicbir sanallik 8 ay kadar surup bittiginde sizi gunlerce dagitamaz. Bazen birisinin orda oldugunu bilmek bile yakininizda olan kalabaliktan daha fazla size guven verir. Okyanuslar otesinde bile olsalar..</span><br /><br /></div><div><span style="font-size:85%;"></span></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB3DwZCrldcw-qOmRCGB1Te6_71G7vniZLmvePfU2ZZaQypi8QmOlWF52Fgb6kwGHmHJZqolQc_hnqIzb8kplS1BMuLZ1tL1k7HqEkvYuSRcZs5hmhzYXbdlnaO7uXYhyphenhyphenoulzZq5L04Bs/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5225894032535520098" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB3DwZCrldcw-qOmRCGB1Te6_71G7vniZLmvePfU2ZZaQypi8QmOlWF52Fgb6kwGHmHJZqolQc_hnqIzb8kplS1BMuLZ1tL1k7HqEkvYuSRcZs5hmhzYXbdlnaO7uXYhyphenhyphenoulzZq5L04Bs/s320/lacroix.jpg" /></a><br /><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEw0chiN5bzp0kvKOQjNGTEqTyD9Qt3sfJp6Be1jn-j2uHgxtmH0nvWZcc1qW5oNJiicdpvzImf0sF0gxvvhtiaWTNsOK3O4yOt6xu-tv3ppI96l3lPQYzLPT-EXnDKddqbea7Dg9QW9s/s1600-h/lacroix.jpg"><span style="font-size:85%;"></span></a></div><br /><div><span style="font-size:85%;"></span></div><br /><div><span style="font-size:85%;"></span></div><br /><div><span style="font-size:85%;"></span></div><div><span style="font-size:85%;">© 2008 Sextourage. All rights reserved.</span><br /></div><div><span style="font-size:85%;"></span></div></span>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-57530696408215473752008-07-12T14:27:00.000-07:002009-06-29T11:35:15.399-07:00Never Enough<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA2rE1ZoH072ruxPXHERQJaCvoXMWWJE9JTstjp7nRPKo4gA1TV7m5Od55hMuAgiJvBlpi8XOUa0lguQhWnJhnJhqYPUrC4PImb7-qPh-YSvuoEb0IfHt7_SJu6SsvLctoAbrpgT3agdM/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5222243108673263922" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjA2rE1ZoH072ruxPXHERQJaCvoXMWWJE9JTstjp7nRPKo4gA1TV7m5Od55hMuAgiJvBlpi8XOUa0lguQhWnJhnJhqYPUrC4PImb7-qPh-YSvuoEb0IfHt7_SJu6SsvLctoAbrpgT3agdM/s320/episode1n.jpg" /></a> <span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Bakismalarin her zaman bir anlami var midir? Bir kisi birinden hoslandigi zaman ondan gozlerini kacirmasi mi olumlu bir sinyaldir yoksa karsilastiginiz her yerde gozlerini uzerinizde hissetmeniz mi? Sonu gelmeyen yorumlarin ve arkadaslarimizla yaptigimiz kahve arasi acil durum degerlendirmelerinin yanlis sinyallerden yola cikarak duvara carptigimizi hissettigimiz zamanlarda ve aslinda ne kadar basitmis gibi gorunen 'senden hoslaniyorum' gibi iki kelimeyi bir turlu soyleme cesaretimizin olmamasindan ileri geldigini kabul etmek guzel bir baslangic olurdu. Bana bakti mi? Neden bakmadi? Aslinda su almak icin degil beni gormek icin masamin ordan gecti. Bir kere bakti ya da 3/4 kere bakti. Tum bu beyhude cabalara ve cirpinislara tek noktayi koyacak sey ise onun 'merhaba' demesi. Hic ilk merhaba'da birinden hoslandiniz mi?</span><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><br /><div><br />Ben sanirim biraz direnen bir yapiya sahibim. Tipki produksiyonda calisan asistani yaklasik 5 ay boyunca gormezden gelip sonrasinda her masamin ordan gecisini buyuk bir heyecanla beklemeye baslamam gibi. Aslinda hersey ona o Audi test surusu davetiyesini vermemle basladi. Ajansa ilk geldigi gun tum ajansin pesinden kosacagi yeni ilahin kendisi olacagi cok acikti. Gizemli durusu ve kusursuz yuzu ile ortada salinirken her masadan gelen ic cekisleri duymamak hemen hemen imkansizdi. Sirf onunla konusabilmek icin yazilmis hayali proje briefleri toplandiginda bir Kristal Elma alinabilir diye dusunuyorum :) Haftalarca oglen yemeklerimizin bir numarali konusu yeni produktor asistani ve onun ozel hayati oldu. Ancak bir gun onunla bas basa yemek yiyecegimi, evimde her aksam Vogue okudugum kanepemde yan yana oturup film izleyecegimizi ve hatta gecenin bir yarisi ona 'ben aslinda senden hoslaniyorum' gibi bir mail atabilecegimi hic dusunmemistim. Birine ondan hoslandigini email ile soylemek cesaretin etkisini azaltir mi? Neden hicbir zaman yaptigi ya da soyledigi seyler yeterli gelmez? Ta ki o iki kelimeyi duyana kadar. Ceren'le gecen aksam gittigimiz jazz festivali acilisindan sonra Starbucks'da O'nun hakkinda konusana kadar aslinda O'nu ne kadar ozledigimin farkina varmamistim. Bana 'senin istedigin kadar ileri gidemem, bu benim yapimda yok' derken benden hoslanmadigini kibar bir sekilde mi soylemeye calisiyordu? Yoksa aslinda bir iliskiden uzak durmaya calistigini mi aciklamak istiyordu halen bilmiyorum. Bildigim tek sey uzun bir aradan sonra bana ozel oldugumu hissettiren ilk kisi olmasi. Sonunda beraber olamamis olsak bile. Iliskilerde 'enough' diye bir kavram oldugunu sanmiyorum. Her zaman birbirimizden birsey bekliyoruz. Arkadaslarimizdan hep yanimizda olmalarini ve ailemizden bekledigimiz ilgiyi; erkek arkadasimizdan her zaman guclu gorunmesini ve isler kotuye gittiginde beyaz atiyla gelip bizi suc mahalinden uzaklara kacirmasini ya da kiz arkadasinizin her ortamda ve her zaman en guzel ve en dikkat cekici kiz olarak bizi onurlandirmasini istiyoruz. Ve istedigimizi elde edemedigimiz zaman karsi tarafi acimasizca elestiriyoruz. Peki biz bu kadar iyi miyiz? Tum bu beklentileri onun kafasina firlatirken biz onun icin yeterince iyi oldugumuza gercekten inaniyor muyuz? Yoksa kendi isteklerimiz ve egomuz altinda o kadar ezilmisiz ki icinde debelendigimiz camurdan daha yuksek bir yere cikmak icin onun ustune basip bu gecici mutlulugu gercek mi saniyoruz?</div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div>Iliskilerde kimse kimseden daha ustun degil. Ortaya kalbini koyan herkesin aslinda aradigi sevgiyi bulacagina inaniyorum. Dun aksam Berk'in kiz arkadasinin sergisinin acilisinda gordugum kisa bir performs beni cok etkiledi. Oyunun ozu hayata ayni pencereden bakmaya calisan genc bir ciftin yatak odasindan bir kesit olmasina karsin orda bulunan herkesin suratina tokat gibi vuran bir gercek vardi. Bazen elimizdekinin bizim icin yeterli olmadigini dusundugumuz halde O'na sahip olmanin bile bu hayattaki en degerli hediye oldugunu hissetmek. Ben senin icin varim ve yine ben 'kendim' oldugum surece 'biz' olacagiz. </div><div></div><div><br /></div><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7vTe67z6sd73ETCrK6Erhj2xKfSEi2t5yMrboQ9FpFRT8970PAuer_Av_r5H6VeijFmuBkA0ZA64JtSmqwi4wmBVcrcPG19RgK9XzKem255TSF6uK3QS-VeAen0YlclbszJ_WSi-Hvs0/s1600-h/lacroix.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5222242917507803218" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7vTe67z6sd73ETCrK6Erhj2xKfSEi2t5yMrboQ9FpFRT8970PAuer_Av_r5H6VeijFmuBkA0ZA64JtSmqwi4wmBVcrcPG19RgK9XzKem255TSF6uK3QS-VeAen0YlclbszJ_WSi-Hvs0/s320/lacroix.jpg" /></a></div><br /><div></div><br /><div></div><div><br /></div><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAbYTW6sPSgxLWNflYe-2APuLIY3qxiW30DjDybAUeiQ5OUc0y6mnwwoCiCphAZucyq15ohyphenhyphenlCU4B_8zJ0oczEQKHF58N9F8xCwB8GW8J4OYCGXy8dw6JP2DXSHbDg3qKqE7gpchQueK8/s1600-h/lacroix.jpg"></a>© 2008 Sextourage.com All rights reserved.</span></div>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3495288298662105750.post-77529007206606568482008-06-14T12:48:00.000-07:002009-08-02T04:16:16.379-07:00Back to the City<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgE9uXsjkEH-pRRToF_MqeriqbLM2a5JqOVDTcC2uUK5pXWbTT2NyI_1aiH99gckYWTGPoFTx3mrW6uWZyURsUTOZn4ofkBWuqvfcDSjxQ2pS9Njr5yul6sD7TqxMVWqQr1VqEcMjC6ZIg/s1600-h/episode1n.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5219995787601718962" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgE9uXsjkEH-pRRToF_MqeriqbLM2a5JqOVDTcC2uUK5pXWbTT2NyI_1aiH99gckYWTGPoFTx3mrW6uWZyURsUTOZn4ofkBWuqvfcDSjxQ2pS9Njr5yul6sD7TqxMVWqQr1VqEcMjC6ZIg/s320/episode1n.jpg" /></a><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Sehrin belki de en guzel zamanlarindan biri. Calisan pek cok insan icin sehirde yazi gecirmek cekilmez gibi gorunse de aslinda diger tum aylarda goremediginiz farkli bir Istanbul'u gorebilme sansiniz var. Tabiki farkli bir gozle bakabilirseniz. 2 hafta sehirden uzakta kaldiktan sonra kafami toplamis ve yeni isime baslamam icin gereken enerjiyi depolamis bir sekilde Etiler'deki kucuk dairemin balkonunda serinlemeye calisiyorum. Bu evi seviyorum. Son 10 senedir dolastigim evler icerisinde en cok beni yansitan bu ev. Sadece icindeki aksesuarlarla ilgili oldugunu sanmiyorum. Buyuk bir kargasadan kacarak kendime yeniden bir dunya yarattigim bir noktada benim gizli mabedim olmasindan kaynaklanan bir gucu var.</span><span style="font-family:verdana;"><span style="font-size:85%;"><br /></span></span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Sehri apar topar terketmeden once kizlarla bulustugumuz gun Wagamama'da hissettigim garip ruh halini uzerimden atmis hissediyorum. Sanirim yeni isimin de bunda etkisi buyuk. Yaklasik 8 yillik reklamcilik hayatima bir nokta koyarak yasamimi bazen en karmasik hale getiren bir konuda koca bir sirketi yonlendirecegim: iletisim. Pek cok boyutu olan bir surec olarak ustesinden geldigim ve sektordeki bircok isimden ayrismama ragmen, konu 2 kisiden olusan iliskiler oldugunda saati 500 dolar eden yetenegim tamamen tikaniyor. Gecen gun Asli'nin erkek arkadasinin 'sen bana fazlasin' diyerek gecenin bir yarisi kizi kapi disina koymasindan sonra hissettigim 'benim basima boyle birsey en son ne zaman geldi' sendromunu biraz astim. Benim korkularim biraz daha farkli. Iliskiyi kapi disari olma ihtimalinin oldugu bir noktaya kadar bile getirebilme konusundaki suphelerim. Konu sanal ortamda sana deli gibi asik olan ama sonra ilk telefon konusmasi ya da gorusmeden sonra kayiplara karisan kisiler. Bunun bile suc mahalini terkeden 'sorun sende degil bende' cilerin gosterecegi en kibar yaklasim oldugunu anlamam uzun surmedi. Ta ki gecenin bir yarisi Starbucks'in onunde Paciotti ayakkabilarimla beklerken yanima yaklasip 'sen benim tipim degilsin, kahve icmemize gerek yok' diyenler ya da sanal ortamda saatlerce aradigin kisinin siz oldugunu vurgulayip ilk telefon konusmasi sonrasi 'uzgunum bu is elektrik isi' gibi kendini ancak boyle ifade eden sehirli ayilarla tanisana kadar. Ya da tum yazismalarinizda asktan bahsedip durup sizi asktan sogutan kisilerin ayni anda 3 kisiyi idare ettigini diger kurbanlardan biri ile tesadufen karsilasip ogrenene kadar. Istanbul'un biriyle tanismak icin ihtimallerin yuksek oldugu bir sehir oldugu bir gercek. Ama secebilecekleriniz aslinda aradiginizin yakinindan bile gecemeyecek bir yigin ise o zaman bu koca sehri digerlerinden farkli kilan ne?</span><br /><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Dogru kisiyi aradiginiz ama bir turlu 'dogru' adimlari atamadiginiz bocalamalari yasayanlardansaniz eminim sonrasi gelmeyen aksam yemeklerine, online flortlesmelere ve bir gecelik iliskilerin sonrasinda yolda gordugunuzde gormemezlikten gelmelere uzak degilsiniz. Tipki Facebook'da sirf eski sevgililerinin pisti olmamasi ve icinden cikilmasi zor bir kaos yasamamak icin profil acmayan Ceren gibi. Aslinda hicbir ortak yanimiz ve cevremiz olmayan insanlarla 'sadece bir kahve' icin icine dustugumuz rezilligi goremeyecek kadar umutsuzca aski ariyoruz. Peki ask bunlara deger mi? Bir gun karsimiza tum bu yasadigimiz kirikliklari silecek biri cikacak mi? Hepimiz birer Kucuk Prens miyiz? Yoksa kalabalik dunyamizda kendi kozamizi mi oruyoruz? Gecen gun Nisantasi'nda Berk ile yururken gordugumuz Louis Vuitton torbalarini zor tasiyan o yasli cift gibi sadece goruntude doyumu yasayan ama ici bos hayatlardan olmamak en buyuk telasim. Burda 'ici bos' derken soylemek istedigim biri ile merdiven basamaklarinda oturup kumpir yerken dunyanin merkezinde oldugunu hissettiren, bardagin dolu tarafini kastediyorum. Yoksa Louis Vuitton bir kemerin hissettirdigi o guc zirvesini kesinlikle kucumsemiyorum :) </span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">Siren sesleri, havai fisekler, hafif bir yaz aksami serinligi ve sehrin yukselen isiklarinin esliginde Istanbul'a, ait oldugum yere dondugum icin mutlu hissediyorum. Bilinmezliklerle dolu bu sehrin gizemini ve yarin karsima neler cikaracagini merakla bekleyerek.</span><span style="font-family:verdana;"><br /><span style="font-size:85%;"></span></span><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAbYTW6sPSgxLWNflYe-2APuLIY3qxiW30DjDybAUeiQ5OUc0y6mnwwoCiCphAZucyq15ohyphenhyphenlCU4B_8zJ0oczEQKHF58N9F8xCwB8GW8J4OYCGXy8dw6JP2DXSHbDg3qKqE7gpchQueK8/s1600-h/lacroix.jpg"><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; FLOAT: left; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5219994605612874850" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAbYTW6sPSgxLWNflYe-2APuLIY3qxiW30DjDybAUeiQ5OUc0y6mnwwoCiCphAZucyq15ohyphenhyphenlCU4B_8zJ0oczEQKHF58N9F8xCwB8GW8J4OYCGXy8dw6JP2DXSHbDg3qKqE7gpchQueK8/s320/lacroix.jpg" /></span></a><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;"></span><br /><span style="font-family:verdana;font-size:85%;">© 2008 Sextourage.com All rights reserved.</span>Allen Lacroixhttp://www.blogger.com/profile/13213849638675910023noreply@blogger.com1